Yazının Son Güncellenme Tarihi 17/02/2024 by .
Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.
Yani bu sebebe dayanılarak dava açılabilmesi için, karşı tarafın hem akıl hastası olması hem de akıl hastalığının diğer eşin hayatını çekilmez hale getirmesi gerekmektedir.
Kanuna göre akıl hastalığı dışında başka herhangi bir hastalık türüne dayanılarak akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açılamaz.
Akıl hastalığı özel bir boşanma nedenidir. Akıl hastalığı dışında bir hastalıktan doılayı boşanılmak isteniyorsa (mesela epilepsi, AİDS, frengi vs) evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası açılabilir.
Akıl hastalığına dayanılarak açılan davada sağlık kurulu raporuyla akıl hastası olup olmadığına bakılır.
Hastalık varsa bunun iyileşme olasılığının olup olmadığına bakılır.
Raporda şahıs akıl hastası çıkmazsa veya hastalığın iyileşme ihtimali olduğu ortaya çıkarsa dava reddedilir. Veya şahitlerle sadece akıl hastalığının ortak hayatı çekilmez hale getirmediği ıspatlanırsa dava reddedilir.
Yukarıda saydığım sebeplerden ötürü sadece bu özel boşanma sebebine dayanılarak boşanma davasım açılması risklidir. Terditli olarak dava açılması daha mantıklı olacaktır.
Sonuç olarak ufak bir depresyon nedeniyle akıl hastalığına dayalı boşanma davası açılamaz. Karşı tarafın hareketlerinin iradi olmayacak kadar akıl hastalığına bağlı kabul edilebilmesi gerekir.
Sadece akıl hastalığına dayalı boşanma açıldığında maddi manevi tazminata hükmedilmez. Maddi manevi tazminat için kusur aranmaktadır.
