Miras paylaşım sözleşmesi nedir, geçerlilik şartları nelerdir?

Yazıyı dinle

Yazının Son Güncellenme Tarihi 18/01/2024 by .

Miras paylaşma sözleşmesi, miras bırakanın ölümünden sonra, tüm mirasçıların miras paylarının belirlenmesi konusunda yaptığı sözleşmedir. bu sözleşmenin noterde yapılmasına gerek yoktur. Yazılı olması ve bütün mirasçılar tarafından imzalanmış olması geçerli olması için yeterlidir.

Miras bırakanın ölümünden önce yapılan sözleşme geçersizdir.

Bu şekilde yapılan geçerli sözleşmeye göre tapuda devir yapılabilir.

Bu sözleşme, sözleşme tarihinden önce açılan miras davalarını sulh yoluyla sonlandırır

Kanun metni:

Madde 676- Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında
yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar.
Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki
elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler.
Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.
II. Miras payı üzerinde sözleşme
Madde 677- Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda
mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır.
Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin geçerliliği, noterlikçe
düzenlenmesine bağlıdır. Sözleşme bu kişiye paylaşmaya katılma yetkisi vermez; sadece paylaşma
sonunda mirasçıya özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını sağlar.

III. Mirasın açılmasından önce yapılan sözleşmeler
Madde 678- Mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir
miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli değildir.
Böyle bir sözleşme gereğince yerine getirilmiş olan edimlerin geri verilmesi istenebilir

YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 1984/5995

Karar Numarası: 1985/5856

Karar Tarihi: 27.05.1985

DURUŞMADA TUTANAK TUTULMASI VE TUTANAKTA YER ALACAK HUSUSLAR

MÜHÜR VEYA BİR ALET ARACILIĞIYLA KONULAN İMZA

MİRASI PAYLAŞMA SÖZLEŞMESİ

MİRASÇILARA RÜCU

DAVA: Hüseyin Yıldız vekili Avukat Rıfat Kadri İnceoğlu ile Fatma Yıldız ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Germencik Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 14.12.1984 gün ve 159/284 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

Davacı, 561, 562 ve 280 numaralı parsellerin ortak miras bırakan Hasan Yıldız’dan kaldığını, miras bırakanın ölümünden sonra mirasçılar arasında yapılan taksim sonunda 561 ve 562 parsellerin tümünün ve 280 parselin de 5/6 sının kendisine isabet ettiğini ileri sürerek miras bırakan üzerindeki kaydın iptali ile açıklandığı şekilde adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılardan Yusuf Yıldız taksim senedinin HUMK nunun 297. maddesine uygun olmadığını savunmuştur. Bir kısım davalılardan Gülsüm Yapan ile Emine Karabıyık’ın davayı kabul ettikleri mahkemece öne sürülmüş ve buna göre davanın reddine karar verilmiştir. Miras bırakan Hasan Yıldız’ın ölüm tarihine göre, terekesi iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunmaktadır. Mirasçılardan Mehmet davada taraf durumunu almamıştır. Bunun yerine davalı olarak gösterilen Mustafa, Yusuf Muammer ve Zeynep’in davadaki sıfatlarının neye dayandığı açıklanmamıştır. Davaya katılmayan Mehmet ölmüş ise, buna açık mirasçılık belgesi alınması ve tüm mirasçıların davaya katılmaları gerekir. Ayrıca, adları geçen Mustafa, Yusuf Muammer ve Zeynep’in hangi miras bırakanın mirasçısı olduklarının araştırılması icabeder. Dosya arasındaki 22.12.1968 tarihli taksim senedine gelince: Bu taksim senedinde tüm mirasçıların isimleri bulunmaktadır. Ancak, senet HUMK nunun 297. maddesine uygun sekilde düzenlenmemiştir. Muhtarın onayı olmadığı gibi mirasçı oldukları belirlenen bazı kişilerin imzalarıda bulunmamaktadır. Oysa, M.K. nunun 617. maddesi hükmüne göre, tapulu bir taşınmaza ait taksimin bütün mirasçıların katılmaları ile yazılı şekilde yapılması gerekir. Medenî Kanunun 611. maddesindeki bu şekil şartı yerine getirilmemiştir. Bu bakımdan taksimin geçerli olduğu kabul edilemez. Sadece üzerinde durulması gereken husus, mirasçılardan Gülsüm ile Emine’nin kabullerinin hukuki bakımdan bir sonuç doğurup doğurmıyacağıdır. 24.5.1985 günü alınan içtihadı Birleştirme Kararına göre bir mirasçının miras hissesini diğer bir miraçıya devri geçerli bulunmaktadır Davayı kabul ve suçu da aynı hükme tabidir. Yani, bir mirasçı miras payına ilişkin olarak açılan bu davayı kabul edebilir. O itibarla, kabulün HUMK.’nunun 151/son maddesi hükmüne göre tutanağa geçirilip kabul eden kimseye okunması ve onaylattırılması haliyle ancak kabul geçerli sonuç doğurur. Oysa, tutanakta mirasçılardan hangisinin kabul ettiği, imza veya parmak işaretinin hangisine ait olduğu anlaşılamamaktadır.

İlginizi çekebilir:  Adli tatil nedir?

SONUÇ: Mahkemece bunun açıkça tutanağa geçirilmesi ve inceleme sırasında görülebilmesi gerekir. Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunmaktadır. kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi.

YARGITAY

16. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2016/11112

Karar Numarası: 2017/2695

Karar Tarihi: 24.04.2017

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Yargıtay bozma ilamında özetle; “dava konusu taşınmazlardan 109 ada 32, 34, 37, 39, 43, 44, 45, 46, 48, 49, 87, 103; 119 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların Kadastro Mahkemesinin 2005/451 Esas sayılı dosyasına konu olmadığı, dolayısıyla kesin hükmün varlığından bahsedilemeyeceği belirtilerek tarafların delillerinin toplanarak elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu 109 ada 32, 34, 37, 39, 43, 44, 45, 46, 48, 49, 87, 103; 119 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, taşınmazlar … …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/637 Esas, 2006/722 Karar sayılı mirasçılık belgesi uyarınca 2016 pay kabul edilerek, 288/2016’şar payının ayrı ayrı davacılar adına tesciline, kalan payların tapu kayıt malikleri adına tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar … … ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar … …, … … ve … …, dava konusu 109 ada 32, 34, 37, 39, 43, 44, 45, 46, 48, 49, 87, 103; 119 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların davalılar ile ortak murisleri olan … …’dan geldiğini, … …’ın terekesinin taksim edilmediğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescil istemiyle, birleşen dosya davacısı …. … ise, dava konusu taşınmazlardan 109 ada 44 parsel sayılı taşınmazın babası …’den geldiğini, babasının ölümü ile terekesinin taksim edildiğini, taşınmazın taksimle kendisine düştüğünü ileri sürerek taşınmazın adına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Bir kısım davalılar … …, … … ve … oğulları …. … ile … …, … …’ın terekesinin taksim edildiğini, kaldı ki davacıların miras paylarının tümünü dosya arasında bulunan 30.10.1973, 16.10.1979 ve 18.10.1979 tarihli senetlerle kendilerine devrettiklerini öne sürmüşler, bunun üzerine davacılar, söz konusu senetlerin resmi şekil şartlarını taşımadığı için geçerli olmadığını savunmuşlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazların tarafların ortak murisi olan … …’dan geldiği, … …’ın terekesinin taksim edilmediği, dosya arasında bulunan ve tarafların ortak murisi olan … … adına kayıtlı bulunan tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsadığı, taksim ve pay satın alma iddiasının kanıtlanamadığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazların tarafların kök murisi … …’a ait iken, ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği dosya kapsamından anlaşılmış olup, bu husus tarafların da kabulündedir. Yine Mahkemece yapılan keşifte dinlenen, yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve tarafların ortak tanığı olan … … kızı … …’ın beyanlarından, dava konusu taşınmazların davalı tarafın dayandığı senetler düzenlendikten sonra, … …’ın oğulları olan …, … ve … tarafından taksim edildiği de sabittir. İhtilaf; … …’ın kızları olan davacılar … …, … … ve … …’ın miras paylarını satıp satmadığı konusunda olup bu hususta Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli değildir. HMK’nın 31. maddesindeki “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” şeklindeki düzenleme gereğince hakimin davayı aydınlatma ödevinin bulunduğu ve taşınmazların öncesi tapuda kayıtlı olsa dahi pay satışlarının yazılı delillerle ispatının mümkün olduğu nazara alınarak, Mahkemece dosyada mevcut 30.10.1973, 16.10.1979 ve 18.10.1979 tarihli yazılı delil niteliğinde olan senetler ve varsa davalı tarafın sunacağı başkaca delilleri varsa toplanıp değerlendirilmemiş, senetlerde tanık, muhtar ve aza olarak imzası bulunan kişilerin hayatta olup olmadıkları araştırılmak suretiyle sağ olan ve senetlerde imzası bulunan kişiler keşifte dinlenilmemiştir. O halde; doğru sonuca ulaşılabilmesi için; öncelikle senetlerde tanık, muhtar ve aza olarak imzası bulunan kişilerin hayatta olup olmadıkları araştırılmalı, davalı tarafın pay satın almaya ilişkin başkaca delilleri varsa sorulup toplanmalı, daha sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu, aynı yöntemle seçilecek taraf tanıkları, senet tanıkları ve teknik bilirkişi huzuru ile keşif yapılarak, söz konusu senetlerin içeriği okunmak suretiyle dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, davacıların miras paylarını davalılara satıp satmadığı açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çıkabilecek çelişkiler yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, teknik bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine,

İlginizi çekebilir:  Boşanma davası için deliller nasıl toplanır?

24.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY

16. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2015/19765

Karar Numarası: 2018/1260

Karar Tarihi: 26.02.2018

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

… sonucu … Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 204 ada 1 ve 6 parsel sayılı 134,71 ve 70,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 204 ada 1 parsel sayılı taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle beyanlar hanesinde taşınmaz üzerinde bulunan kargir evin alt katının … mirasçılarına, üst katın ise …’a ait olduğu şerhi yazılmak suretiyle 1/2 paylı olarak … ile … ve müşterekleri … mirasçıları) adına, 204 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ise irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar … ve …, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ….’dan intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak miras paylarına yönelik olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 204 ada 1 ve 6 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının kısmen iptali ile, 204 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 28/168’er hisse ile … ve … adlarına tapuya kayıt ve tesciline, geriye kalan 112/168 hissenin … üzerinde bırakılmasına, çekişmeli 204 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise 140/840’er hisse ile … ve … adlarına tapuya kayıt ve tesciline, geriye kalan hisselerin 280/840 hisse ile …, 56/840’ar hisse ile …,… üzerinde bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.

İlginizi çekebilir:  Anlaşmalı boşanmadan vazgeçilebilir mi?

1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre çekişmeli 204 ada 6 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarının reddiyle bu taşınmaz hakkındaki usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA,

2- Çekişmeli 204 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik yapılan incelemede; Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarafların ortak miras bırakanı…’dan kaldığı, bu nedenle davacı tarafın miras payının bulunduğu ve davalı taraf satış senedine dayanmış ise de senet içeriğinde taşınmaz üzerinde iki katlı ev bulunduğu yazılmasına karşın taşınmaz üzerindeki 2 katlı evin senet tarihinden sonraki tarihte yapıldığının anlaşıldığı ve bu nedenle de satış senedinin geçersiz olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf çekişmeli taşınmazların müşterek murisleri …’dan kaldığını ve taksim edilmediğini ileri sürerek dava açmış, davalı taraf ise taşınmazın muris …’dan kalmakla birlikte 15.10.1985 tarihli senet ile taşınmazın muris tarafından kendilerine satıldığını savunmuştur. Şu halde; çekişmeli taşınmazın tarafların ortak miras bırakanı …’dan kaldığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf, çekişmeli taşınmazın davalı tarafa satılıp satılmadığı ve satılmış ise zilyetliğin devredilip devredilmediği noktasındadır. Ne var ki; davalı tarafın dayandığı senet keşifte uygulanıp kapsamı belirlenmediği gibi, davalı … tarafından senette imzası bulunan köy muhtarı …r tanık olarak gösterildiği halde yöntemince çağrılarak bilgisine başvurulmamıştır. Eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ile davalının tutunduğu senette imzası bulunan muhtar ve senet tanıklarının ve teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak olan keşifte yerel bilirkişi ve tanıklara 15.10.1985 tarihli senet okunarak, senedin kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tayin edilmeli, taşınmazın kimden kime ve nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri, ne şekilde ve ne sıfatla kullanıldığı, müşterek muris tarafından taşınmazın davalı tarafa satılıp satılmadığı, taşınmaz satılmış ise satışın ne zaman gerçekleştiği ve zilyetliğin devredilip devredilmediği, taşınmaz üzerinde bulunan evin hangi tarihte yapıldığı ve daha önce taşınmaz üzerinde iki katlı ev bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, teknik bilirkişiden kayıt uygulamasını gösterir, keşfi takibe ve denetime elverişli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı …’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 26.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Değerlendirme post

Paylaş:

Daha Fazla Yazı

Mesaj Gönderin

samsun avukat ayşe deniz oral boşanma avukatı

Hukuki sorunlarınızda yanınızdayız

Çalışma Alanları