18 yaşını geçen çocukların nafaka hakkı

Yazıyı dinle

Yazının Son Güncellenme Tarihi 18/01/2024 by .

Nafaka
Nafaka

Boşanma davası süren çiftler genellikle reşit olmayan çocukların velayeti ve nafaka hakkı için yarışır. Erkekler velayeti aldığında veya çocuk 18 yaşına girdiğinde nafaka sorumluluğundan kurtulacağını düşünür. Ancak eğitimi süren veya geçimini sağlayamayan çocukların da nafaka hakkı vardır. 18 yaşını aşan çocuklar kendi nam ve hesaplarına nafaka davası açabilmektedir. Aşağıda 28 yaşındaki kişi lehinde bile nafaka bağlanabildiğine dair bir takım Yargıtay kararları bulunmaktadır:

  • 2.HD Esas: 2005/4125 Karar: 2005/6578 Karar Tarihi: 21.04.2005

    Davacı Didem’in halen Uludağ Üniversitesi Fen Bilimler Fakültesi Çevre Mühendisliğinde yüksek lisans yaptığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Davacı Didem için uygun miktar yardım nafakası takdiri gerekirken yazılı şekilde kara verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

  • 3.HD Esas: 2005/7842 Karar: 2005/8204 Karar Tarihi: 19.07.2005

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.11.1992 tarih ve 1992/2–548 E. ve 1992/710 K. Sayılı kararı gereğince “Açık öğretim de okuyan çocukta yardım nafakası isteyebilir“.

    Somut olayda, davalı babanın ekonomik durumunun çok iyi olduğu, davacının kız çocuğu olup, halen eğitimine devam ettiği anlaşılmakla, hakkaniyet esaslarına uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

  • 3.HD Esas: 2004/5968 Karar: 2004/5883 Karar Tarihi: 01.06.2004

    Davacı Vedat’ın Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 2. Öğrenimde okuduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.11.1992 tarih ve 1992/2–548–710 s. kararında açık öğretim fakültesinde okunması dahi yardım nafakası istenilmesine engel bir durum olarak kabul edilmemiştir.

    O sebeple mahkemece davacının ikinci öğretimde okuyor olması sebebiyle çalışma imkânının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddedilmiş olması doğru değildir.

  • 3.HD Esas: 2004/9535 Karar: 2004/10483 Karar Tarihi: 05.10.2004

    Açık Öğretim Lisesinde halen kayıtlı öğrenci olan reşit çocuk eğitimi devam ettiğine göre (TMK md.364/son, md.328) davalı babasından yardım nafakası isteyebilir. Bunun için öğrencinin süresinde okulunu bitirmesi ya da devamsızlıkta bulunması gibi özel koşullar öngörülerek istemin reddi usul ve kanuna uygun bulunmamıştır.

  •  

    Ayrıca, çalışabilir yaş, sağlık ve güce sahip olunması, somut olarak iş bulunarak çalışıldığı ve böylece gelir sahibi olunduğu dolayısı ile yoksulluğu da ortadan kaldırdığı anlamına da gelmediğinden bu gerekçeyle de yardım nafakasının reddedilmesi doğru görülmemiştir.

  • 3.HD Esas: 2003/13807 Karar: 2003/13688 Karar Tarihi: 18.11.2003

    Somut olayda; her ne kadar davacı reşit ve sağlıklı olması, ayrıca okula devam zorunluluğu bulunmaması nedeniyle çalışabilir konumda ise de, davanın açıldığı tarih itibariyle işsiz olup öğrenim sürecide devam etmektedir. Mevcut bir işin varlığına rağmen çalışmadığı da savunulup kanıtlanmış değildir. O halde hiçbir geliri bulunmayan ve öğrenci olan çocuğuna baba yardım etmekte yükümlüdür.

  • 3.HD Esas: 2005/7849 Karar: 2005/8137 Karar Tarihi: 18.07.2005
    Somut olayda; her ne kadar, davacı reşit ve sağlıklı olması nedeniyle çalışabilir konumda ise de; yaşı itibariyle henüz öğrenim çağında olduğu anlaşılmaktadır. Kanun hükmünde de belirtildiği gibi eğitimi devam eden çocuğa, ana ve baba eğitimi sona erinceye kadar bakmakla yükümlüdür. Anayasa’nın 27 ve 42 maddesi uyarınca herkes, bilim ve sanatı öğrenmek, fikri ve bedeni kabiliyetlerini geliştirmek hakkına sahiptir. Günümüzdeki ağır ekonomik koşullar karşısında eğitimle çalışmayı bir arada sürdürmenin mümkün olmayacağı bir kural ve karine olarak kabul edilmelidir. Davacının, üniversitede okuma arzusu ve bu amaçla hazırlık kurslarına gitmek istemesi onun en tabii hakkıdır. Davanın açıldığı sırada bir petrol istasyonunda cüzi bir miktar maaşla çalışması geçimini temine yönelik (zorunluluktan doğan) bir çalışmadır. O halde, hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan henüz reşit olmuş ve okuma isteğinde olan kız çocuğunun yardıma muhtaç bulunduğunun kabulü zorunludur. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Davacının iş bulduğu ve işle öğrenimi bir arada yürütebileceği de kanıtlanmamıştır. Her ne kadar davacı reşit ve sağlıklı olması sebebiyle çalışabilir konumda ise de, davanın açıldığı gün itibariyle işsiz olduğu sabittir. Günün ekonomik koşulları dikkate alındığında da davacının iş bulma imkânı oldukça güçtür. Ayrıca, okuduğu okulu süresinde bitirebilmesi için eğitim dışında bir işle uğraşmaması da gereklidir. Mevcut şartları gereği davacı çocuğun  yoksulluk içinde  bulunduğunun kabulü zorunludur.
İlginizi çekebilir:  Anlaşmalı boşanma nasıl yapılır?

  • 3.HD Esas: 2004/9535 Karar: 2004/10483 Karar Tarihi: 05.10.2004
    Açık Öğretim Lisesinde halen kayıtlı öğrenci olan reşit çocuk eğitimi devam ettiğine göre (TMK md.364/son, md.328) davalı babasından yardım nafakası isteyebilir. Bunun için öğrencinin süresinde okulunu bitirmesi ya da devamsızlıkta bulunması gibi özel koşullar öngörülerek istemin reddi usul ve kanuna uygun bulunmamıştır.
    Ayrıca, çalışabilir yaş, sağlık ve güce sahip olunması, somut olarak iş bulunarak çalışıldığı ve böylece gelir sahibi olunduğu dolayısı ile yoksulluğu da ortadan kaldırdığı anlamına da gelmediğinden bu gerekçeyle de yardım nafakasının reddedilmesi doğru görülmemiştir.

  • 3.HD Esas: 2003/6210 Karar: 2003/6881 Karar Tarihi: 03.06.2003
    Reşit olan davacı yüksek okulda okuduğunu ileri sürerek davalı olan babasından mahkeme kararı ile almakta olduğu yardım nafakasının arttırılmasını talep etmiş, mahkemece davacının 28 yaşında olduğu, eğitim giderlerine katılma yönünden makul sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
    Dosyada bulunan belge ve zabıta araştırmasından davacının Atatürk Üniversitesi’ne okuduğu ve yurtta kaldığı anlaşılmaktadır.
    Davacının eğitiminin devam ediyor olması ve yukarıda anılan maddede bu halde nafaka için belirli bir sürenin kabul edilmemiş olması ayrıca davacının davalıdan halen yardım nafakası alıyor olması dikkate alındığında tarafların mali ve sosyal durumlarına, davalının gelir ve davacının ihtiyaçlarına göre nafakanın hak ve nesafet gereğince arttırılmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiştir.
Değerlendirme post

Paylaş:

Daha Fazla Yazı

Mesaj Gönderin

samsun avukat ayşe deniz oral boşanma avukatı

Hukuki sorunlarınızda yanınızdayız

Çalışma Alanları