Manevi tazminat nedir?
Manevi tazminat davası, bir kişinin haksız, hukuka aykırı veya kişilik haklarını ihlal eden bir eylem sonucunda yaşadığı üzüntü, elem, onur kırılması, ruhsal sarsıntı gibi manevi zararların giderilmesi amacıyla açılan bir dava türüdür. Bu dava, zarar gören kişiye parasal bir tatmin sağlamakla birlikte, esasen manevi dengenin yeniden kurulmasını amaçlar.
Manevi zarar, maddi zarardan farklı olarak ölçülmesi veya somut biçimde hesaplanması mümkün olmayan bir zarardır. Bu nedenle mahkeme, her olayın özelliklerine göre takdir hakkını kullanarak uygun bir tazminat miktarına hükmeder. Tazminatın amacı, zarar göreni zenginleştirmek değil, yaşadığı manevi yıkımı kısmen de olsa telafi etmektir.
Her somut olayda, zarar görenin yaşadığı manevi acı, toplum içindeki konumu, olayın ağırlığı ve tarafların ekonomik durumları gibi unsurlar dikkate alınarak tazminat miktarı belirlenir.
Manevi tazminat davası nasıl açılır?
Manevi tazminat davası yetkili ve görevli mahkemeye verilecek dilekçe ile açılır.

Manevi tazminat davası maddi tazminat davası ile aynı dilekçe ile açılabilir. Ayrı da açılabilir. Manevi tazminat talebi bölünemez nitelikte bir talep olduğundan ıslahla arttırılamaz ve aynı olay için ek manevi tazminat davası açılamaz. Bu nedenle dava dilekçesinin çok düzgün hazırlanması gerekir. Alanında uzman avukttan destek almanız gerekir. Boşanma davasının içinde talep edilen manevi tazminat hariç her manevi tazminat davasında talebi dava başında harçlandırmak gerekir. Manevi tazminat bölünemediğinden talep konusu rakamın tamamı harçlandırılmalıdır.
Manevi tazminat davası hangi mahkemede açılır?
Dava konusu olaya göre manevi tazminat davasının hangi mahkemede açılacağı değişir. İş kazası veya mobbing nedeniyle açılacak dava iş mahkemesinde açılır. İdarenin eylenmeleri nedeniyle zarar görüldüğü tespit eidlmmişse (iptal davasıyla vs çeşitli davalarla) İdare mahkemesidne tam yargı davası olarak açılabilir. Trafik kazalarına ilişkin sigortadan talep edilecek manevi tazminat ticaret mahkemesinde açılabilir. Trafik kazasında tacir sıfatı taşıyan taraf yoksa asliye hukuk mahkemesinde açılabilir. Apartmanda kat mülkiyeti kanununa dair açılacak tazminat Sulh Hukuk Mahkemesinde açılabilir. Eşler arasındaki tazminat davaları Aile mahkemesinde açılır. Yani olayın niteliğinde göre yargı yeri değişir.
Bir tek cezaa mahkemelerinde manevi tazminat davası açılamaz.
Manevi tazminat davasının amacı nedir?
Manevi tazminatın amacı, zarar gören kişiye yaşadığı derin üzüntü ve yıpranmanın ardından bir nebze de olsa ruhsal dengeyi yeniden kazandırmak ve toplum nezdinde haksızlığa uğramış olmanın yarattığı duygusal sarsıntıyı gidermektir.
Bu yönüyle, tazminat bir ceza değil, manevi tatmin aracıdır.
Vücut bütünlüğünün zedelenmesi halinde, kişilik ihlali halinde, adın tecavüze uğraması halinde, nişanın bozulması halinde, boşanma halinde, ticariyönden haksız rekabet ve ticari sırrın ifşası halinde, sınai mülkiyete tecavüz halinde, ünvana tecavüz halinde ve sınırlı şekilde sözleşmenin ihlali halinde manevi tazminata hükmedilmektedir.
Haksız fiil sebebiyle de manevi tazminata hükmedilir. örneğin aleyhinizde bir suç işlendiği takdirde bu suça bağlı olarak manevi tazminat davası açılabilir. Doktor hatası nedeniyle de manevi tazminata hükmedilir.
Manevi tazminat davasında harç ve masraflar ne kadardır?
E devletten UYAP vatandaş portala girerek harç hesaplayabilirsiniz. Harç nispi harçtır yani talep rakamına göre değişir. Boşanma davasının ekinde talep edilen manevi tazminat harca tabi değildir. Ölüm ve cizmani zararda harç, normal bir hakaret vakasında ödenecek harcın 20 de 1idir. En net hesaplamayı UYAP vatandaş portaldan kendiniz yapabilirsiniz. Maddi durumun dava harçlarını karşılayamayacak nitelikte olduğu ıspatlanabiliyorsa adli yardımdan yararlanmak mümkündür.
Dava masrafları talebin kabul oranına göre davalıya yüklenir. Davalının tahsile yarar mal mülk veya geliri varsa yapılan masraflardan mahkemenin belirleyeceği miktarı karşıdan alınır.
Bena keşif ve bilirkişi incelmesi masrafları eklenebilir.
Manevi tazminat nasıl belirlenir?
Manevi tazminat, olayın oluş şekline, mağdurda yarattığı etkiye göre ve tarafların maddi gücüne göre belirlenir. Türk hukukuna göre tazminat, zenginleşmeye sebep olmayacak şekilde belirlenmektedir.
YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 2009/12632 E. , 2011/1860 K sayılı kararına göre “hakimin hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan Özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.”
Ceza davasında otomatik olarak manevi tazminat verilir mi?
Hemen hemen hiç bir vakıada otomatik olarak tazminat verilmez. Kuruşu kuruşuna harçlandırılmış dava olmaksızın ve yargılama yapılmaksızın manevi tazminat belirlenmez. Ceza davasında karşı tarafınız aleyhinde ceza verilmesi veya HAGB verilmesi halinde, bu karar kesinleşirse kesin delil olarak değerlendirilir ve karşı taraf aleyhinde az veya çok manevi tazminat alabilmenizin önü açılır.
Manevi tazminat davasında deliller nasıl değerlendirilir?
Manevi tazminat davasında şahit deliline dayanmanız önemlidir. Varsa ceza yargılamasına dair kesinleşmiş kararın sunulması gerekir. Olayla ilgili halen yürüyen bir ceza yargılaması varsa tazminat davasının görüldüğü mahkemede hakim bu davayı bekletici mesela yapacaktır.
Ceza davasında keşif veya kusur tespiti için bilirkişi raporu aldırılmış olsa da hukuk hakimi yeniden keşif yapılmasını ve bilirkişi raporları aldırılmasını isteyebilir.
Amerikan filmlerindeki gibi yüksek tazminat çıkar mı?
Türkiye, Amerika gibi bir dava cenneti değildir. Burada astronomik tazminatlar çıkmaz. Çıksa bile üst mahkeme tarafından bu kararın bozulma ihtimali yüksektir.
Örneğin Türkiye’de paketli gıdadan yabancı cisim çıktı diye manevi tazminat çıkmaz.
Cezalandırıcı tazminat nedir? Türk hukukunda cezalandırıcı tazminat uygulanır mı?
Cezalandırıcı tazminat, kaynağını Anglo Amerikan hukuk sisteminden alan bir uygulamadır. Türk hukukunun temelleri Kıta Avrupası hukuku- Roma hukukudur. Bu hukuk siteminde ceza ve tazminat birbirinden ayrılır. Türk hukuku kıta avrupası hukukuna göre şekillendiğinden cezalandırıcı tazminat benimsenmemiştir. Türk hukukunda telafi edici tazminat benimsenmiştir. Eğer Türk Hukukunda cezalandırıcı tazminat temellerine göre karar verilseydi Amerika’daki gibi astronomik – ibretlik tazminatlar konuşulabilirdi.
Manevi tazminat davası açıldığında neden polisler arar?
Manevi tazminat tamamen hakimin takdirindedir. Hesaplamaya tabi değildir. Hakim tazminatı eylemin ağırlığı, tarafların ekonomik durumu ve tazminatın zenginleşmeye sebep olmaması gerekliliği gibi unsurları değerlendirerek takdir eder. Bu nedenle manevi tazminat talepli her davada muhakkak polis veya jandarma vasıtasıyla ekonomik durum soruşturması yaptırılır.
Manevi tazminat davası için Türk hukukunda güncel hukuki risk ne durumdadır?
Karşı vekalet ücreti kaldırılmıştır. Anayasa Mahkemesi, 2024/29 E. ve 2024/226 K. sayılı kararıyla, manevi tazminat davalarında reddedilen tutar için karşı vekalet ücretine hükmedilmesi uygulamasını iptal etmiştir. Karar, 14.03.2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Davacı karşı vekalet ücreti ödeme riski ile karşılaşmadan dilediği rakam üstünden davasını açabilir. Sadece dava reddedilirse veya kısmen kabul edilirse reddedilen kısım kadarıyla ödediği harç ve masraflar üstünde bırakılıp karşı tarafa yüklenmez. Bu şekilde manevi tazminat davası açmanın önü açılmış ve cazip hale gelmiş durumdadır.
Boşanma davası ekinde talep edilen manevi tazminat konusunda nisbi harca tabi olmadığı gibi hukuki riski de neredeyse yoktur.
Boşanma davasında maddi manevi tazminat talep etmezsem dava kısa sürer mi?
Karşı tarafın siz tazminat talep etmediniz diye anlaşmalı boşanmayı kabul ederse kısa sürer. Anlaşmalı boşanmayı kabul etmeyip çekişmeye girerse yargılama gittiği yere kadar gider. Karşı taraf ek davalar açıp, istinaf ve temyiz haklarını sonuna kadar kullanıp yargılamayı 3-4 yıla kadar uzatabileceği gibi bazı hallerde daha da fazla uzatabilir. Bu nedenle koşulları oluşmuşsa boşanma davası ekinde tazminat istemekten çekinmeyin. Aksii halde tazminat davanızı harçlı olarak açmanız gerekebilir.
Manevi tazminat talep edilebilecek durumlardan bazıları:
1. Kişilik Haklarının İhlali
- Hakaret, iftira, tehdit, aşağılama veya onur kırıcı ifadeler
- Özel hayatın gizliliğinin ihlali (izinsiz fotoğraf, video veya bilgi paylaşımı)
- Şeref ve itibarın zedelenmesi
- Sosyal medya veya internet yoluyla yapılan küçük düşürücü paylaşımlar
- Kişisel verilerin hukuka aykırı biçimde paylaşılması veya yayımlanması
2. Bedensel ve Ruhsal Bütünlüğe Yönelik Fiiller
- Trafik kazaları, iş kazaları veya tıbbi hatalar (malpraktis) sonucu yaralanma
- Ölümle sonuçlanan olaylarda ölen kişinin yakınlarının yaşadığı manevi acı
- Fiziksel şiddet, psikolojik şiddet veya mobbing
- Cinsel saldırı, taciz veya istismar fiilleri
- Ruh sağlığını olumsuz etkileyen ağır ihmal veya kötü muamele
3. Aile Hukukundan Kaynaklanan Manevi Zararlar
- Boşanma davalarında eşin sadakatsiz davranışları
- Küçük düşürücü, aşağılayıcı veya onur kırıcı tutumlar
- Eş veya aile bireyleri tarafından uygulanan psikolojik şiddet (duygusal istismar)
- Eşlerden birinin diğerine karşı toplumsal itibarını zedeleyen davranışlarda bulunması
4. Basın, Yayın ve Sosyal Medya Yoluyla İhlaller
- Gerçeğe aykırı haber, yorum veya yayın yapılması
- Kişinin özel hayatına ilişkin bilgilerin rızası dışında yayımlanması
- Görsel veya yazılı basında kişilik değerlerini zedeleyen ifadeler
- Sosyal medya üzerinden yapılan linç, iftira veya itibar saldırıları
5. Özgürlüklerin Haksız Kısıtlanması
- Haksız tutuklama, gözaltı veya arama işlemleri
- Kolluk kuvvetleri tarafından orantısız güç kullanılması
- Haksız disiplin cezaları veya görevden uzaklaştırmalar
- Eğitim veya çalışma hakkının keyfi olarak engellenmesi
6. İdarenin Eylem veya İşlemleri Nedeniyle Manevi Zararlar
- Kamu görevlilerinin hukuka aykırı işlem veya ihmali sonucu mağduriyet yaşanması
- Sağlık hizmetlerinde ihmal nedeniyle meydana gelen zararlı sonuçlar
- İmar, kamulaştırma veya memuriyet işlemleri nedeniyle kişilik haklarının ihlali
- İdari yargıda açılabilecek “tam yargı davaları” kapsamında doğan manevi zararlar
7. Diğer Manevi Zarar Kaynakları
- Haksız yere suçlanmak veya sosyal çevrede itibarsızlaştırılmak
- Eğitim kurumlarında, iş yerlerinde veya kamu alanlarında ayrımcılığa uğramak
- İnternet ortamında siber zorbalığa (dijital mobbing) maruz kalmak
- Sanatsal veya fikrî eserlerin izinsiz kullanımı sonucu kişisel emeğin değersizleştirilmesi
- Hayvanlara yöneltilen şiddet eylemlerine tanık olunması nedeniyle duyulan derin üzüntü
- Yakın birinin ihmalkâr davranış sonucu yaralanması veya ölümü
Manevi tazminat davasında zamanaşımı kaç yıldır?
Manevi tazminat davası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu süre, zararın meydana geldiği veya zarar görenin zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Yani zarar gören kişi, kişilik hakkını ihlal eden eylemin sonuçlarını öğrendiği andan itibaren iki yıl içinde dava açmazsa, karşı taraf zamanaşımı def’i ileri sürerek davanın reddini talep edebilir.
1-Boşanma hususunda
Boşanma davalarında manevi tazminat kanunen bu davanın ferilerindendir. Boşanma davası bittikten sonra açılacak manevi tazminat davası harca tabi olacaktır. Bu davada zamanaşımı kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıldır.
Medeni Kanun Madde 178- Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma
hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Anlaşmalı boşanmada manevi tazminat istenmemişse sonra dava açılıp istenemez. Manevi tazminat boşanmanın ferisi olduğundan manevi tazminat konusunda menfi veya müspet bir madde yazılmadan protokol düzenlenemez. Anlaşmalı boşanmada manevi tazminat hususunun ayrı bir davaya konu edileceği kararlaştırılabilir.
2-Boşanma davasının tanıma tenfizi halinde
Yargıtay 2. HD., E. 2009/9283 K. 2010/11533 sayılı kararına göre;
“Boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş, 09.03.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Yabana mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz (5718 s. MÖHUK m. 58/1). Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (TMK m. 178). Yabancı mahkemece verilen boşanma kararı Türkiye’de tanınmadıkça kesin hüküm etkisi doğmayacağına göre, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarının kullanılabilmesi, yabana ilamın tanınmış olması halinde mümkündür. O halde Türk Medeni Kanunu’nun 178. maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresi boşanmaya bağlı dava haklarının kullanılabilir hale geldiği tanıma kararının kesinleşmesi tarihinden başlar “
3-Haksız Fiilin Suç Niteliği Taşıması Halinde Uzamış Zamanaşımı
Haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem niteliğindeyse, tazminat davası bakımından ceza (uzamış) zamanaşımı süresi uygulanır. Bu durum, Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde (eski BK m. 60) açıkça düzenlenmiştir.
Yani olay ceza kanunlarına göre suç sayılıyorsa, artık iki yıllık süre yerine Türk Ceza Kanunu’nda (TCK m. 66) belirtilen daha uzun zamanaşımı süresi geçerli olur. Bu durumda, ceza davası açılmış olması ya da mahkûmiyet kararı verilmiş olması gerekmez; önemli olan eylemin suç niteliğinde olmasıdır.
Yargıtay 4.HD. 04.12.2008 E. 2008/13761 – K. 2008/15023 “Tazminat davasında uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanabilmesi için mutlaka bir ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararının bulunması gerekmez. (818 s. BK/60, 5237 s. TCK/66, 125)Borçlar Kanunu’nun 60/2 maddesinde eylem suç teşkil ettiği takdirde ceza (uzamış) zamanaşımının uygulanacağı ifade edilmiştir. Tazminat davasında uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanabilmesi için mutlaka bir ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararının bulunması gerekmez. Bu nedenle, açılan davada ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından işin esasının incelenip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir
TCK’ya Göre Ceza Zamanaşımı Süreleri
Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesine göre ceza zamanaşımı süreleri şu şekildedir:
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında: 40 yıl
- Müebbet hapis cezalarında: 30 yıl
- 20 yıl veya daha fazla süreli hapis cezalarında: 24 yıl
- 5 yıldan fazla hapis cezalarında: 20 yıl
- 5 yıla kadar hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda: 8 yıl
Dolayısıyla, haksız fiil bu nitelikte bir suç oluşturuyorsa, ilgili tazminat davası bu süreler içinde açılabilir.
Örneğin taksirle yaralama suçunda zamanaşımı kaç yıldır?
Örneğin, taksirle yaralama suçu 5 yıla kadar hapis cezasını gerektiren bir suç olduğundan, bu tür olaylarda 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi uygulanır. Bu durumda mağdur, zararın oluştuğu tarihten itibaren sekiz yıl içinde manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir.
Eğer bu süre içinde kısmi dava açılmışsa ve dava devam ederken 8 yıllık süre dolarsa, mahkeme yalnızca dava başında talep edilip harçlandırılan miktar üzerinden karar verecektir.
4-Tazminat konusu eylem suç teşkil etmeyen bir haksız fiilse
Haksız fiillerde manevi tazminat için dava zamanaşımı süresi, fiilin ya da failin öğrenildiği andan itibaren iki yıl, daha sonra öğrenilmişse bile on yıldır
Manevi tazminat bölünebilir mi?
Manevi tazminat bölünemez. Manevi tazminat konusunda kısmi dava açılamaz. Manevi tazminat konusunda belirsiz alacak davası açılamaz. Aynı olaya dair manevi tazminat konusunda yeniden yargılama istenmez. Manevi tazminat az diye sonradan yeni bir dava açılamaz. Davalı, karardan sonra zenginleşmişse yeni bir manevi tazminat davası açılamaz.
Sözleşmenin ihlali nedeniyle manevi tazminat hangi durumlarda verilebilir?
Sözleşmenin ihlali konusunda manevi tazminat istemi ile ilgili pek çok soru sorulmaktadır.
Örneğin müteahhit bir binayı tamamlamadan kaçmışsa, buna dayalı inşaat taşeronlarından iflas eden, daireleri teslim alamama ile ilgili sorunlardan ötürü boşanan, intihar edenler olabilmektedir. Sözleşme ihlalinden ötürü daha pek çok sert sonuçlar ve manevi yıkımlar ortaya çıkmaktadır.
Mahkemeler bu durumlarda dahi manevi tazminata hükmetmemektedir. Sözleşme ihlalinden doğan manevi tazminat davalarının kabulünde Türk Yargısı pek cömert davranmamaktadır.
Yani kira sözleşmesinin ihlalinde de manevi tazminat davası açılırsa davanın reddi ve karşı vekalet ücreti ödemeye mahkum edilme ihtimali yüksektir.
Sözleşmenin ihlalinin kişilik hakkı ihlaline sebep olduğu durumlarda mahkeme manevi tazminata hükmedebilmektedir. Bu konuda birkaç örnek vereceğim:
Örneğin düğünde video çekiminin hatalı yapılması, fotoğrafların fotoğrafçı tarafından kaybedilmesi gibi durumlarda manevi tazminat davaları kabul edilmiştir.
Yargıtay 15. HD., E. 2017/691 K. 2019/418 sayılı kararına göre
“Davacılar vekili; davacılar… ve …’nın 08.06.2013 tarihinde gerçekleşecek düğün merasimi için davacı … ve davalı … Deluxe Ziyafet ve Balo Salonları arasında kamera paket dahil (15.600TL+500 kamera) toplam 16.100,00 TL bedelli organizasyon sözleşmesi imzalandığını, sözleşme bedelinin ödendiğini, ancak düğün salonu ve diğer davalı fotoğrafçı Stüdyo Stil Fotoğrafçılığın düğünün videosunu ya hiç çekmeyerek ya da çektikten sonra kaybederek kendilerine teslim etmediklerini belirterek tekrar yaşanması mümkün olmayan bu özel günün kaydedilememesi nedeniyle duyulan üzüntünün yol açtığı manevi zarara karşılık davacılardan … için 20.000,00 TL, … için 40.000,00 TL, … için 40.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın 08.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme tarafından davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL ve davacı … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Davalıların sözleşmeye aykırı olarak, gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek düğünün görüntülerinin kaydını sağlayamadıkları sabittir. Nikah, düğün gibi özel öneme sahip, insan hayatında genellikle bir kez yaşanan telafisi mümkün olmayan, önemli günlerin belgelenememiş olmasının, gelin, damat ve yakınları için yaşam boyu üzüntü kaynağı olacağı tartışmasızdır. Bu gibi günlerin yaratacağı anılar, kişiliğe bağlı olup, kişisel hak, maddi ve manevi çıkar sağlarlar.
Bu gibi sözleşmeye aykırı davranışların niteliği, özel hal ve şartları nedeniyle TBK’nın 49. maddesinde düzenlenen haksız fiile dönüştüğü, davacıların kişilik haklarının MK’nın 24. maddesi ve TBK 58. maddeleri anlamında zedelendiği mahkemenin de kabulündedir.
Bu yasal düzenlemelere göre kişisel hakları haksız tecavüze uğrayan (haleldar olan) kimse uygun ölçüde manevi tazminat isteyebilir.
Borçlar Yasası’nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayın gelişimi, olay tarihi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına takdir olunan 2.000,00 TL, 2.000,00 TL ve 1.000,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL manevi tazminat miktarı azdır. Daha yüksek bir manevi tazminat takdiri gerekir. Öte yandan davacıların manevi tazminata ilişkin yasal faiz talebi de bulunmaktadır. Bu durumda dava tarihi itibariyle işlemeye başlayacak yasal faize de hükmedilmesi gerekmektedir.”
Eşler arasında mal paylaşımında manevi tazminat veya manevi tazminatla alınmış mal paylaşıma girer mi?
Hayır. Manevi tazminat kişisel mal sayılır.
İlgili Mevzuat
Borçlar Kanunu madde 58 e göre “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.”
Borçlar Kanunu madde 56 ya göre “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.“
Sınai mülkiyet kanununa göre
MADDE 149- (1) Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden
aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.
b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi.
c) Tecavüz fiillerinin durdurulması.
ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini.
Medeni kanuna göre kişilik haklarına saldırı
II. Saldırıya karşı
İlke
Madde 24- Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda
bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.
Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da
kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına
yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.
Davalar
Madde 25- Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya
son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini
isteyebilir.
Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da
yayımlanması isteminde de bulunabilir.
Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde
edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde
bulunma hakkı saklıdır.
Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; miras bırakan
tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.
Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri
mahkemesinde dava açabilir.
Medeni kanuna göre adın korunması
Madde 26- Adının kullanılması çekişmeli olan kişi, hakkının tespitini dava edebilir.
Adı haksız olarak kullanılan kişi buna son verilmesini; haksız kullanan kusurlu ise ayrıca
maddî zararının giderilmesini ve uğradığı haksızlığın niteliği gerektiriyorsa manevî tazminat
ödenmesini isteyebilir
Medeni kanuna göre nişanın bozulması
Madde 121- Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu
olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
Boşanmada maddî ve manevî tazminat
Madde 174- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz
veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu
olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.
Türk Ticaret Kanununa göre
Unvanına tecavüz edilen kimsenin hakları
MADDE 52- (1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından
kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı
tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu
olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve
zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak
mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına
da hükmedebilir.
(2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen
kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.
MADDE 56- (1) Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir.
Ticaret Kanununa göre sır saklama yükümü
MADDE 527- (1) 404 üncü madde hükmü saklı kalmak üzere, görevi dolayısıyla incelemesine sunulan defter ve belgeleri inceleyenlerin, elde ettikleri veya verilen bilgilerden öğrendikleri iş ve işletme sırlarını açıklamaları yasaktır. Aksi hâlde şirketin maddi ve manevi zararını tazmin ederler.