Evlilik dışı doğan çocuğun annesinin, biyolojik babadan talep edilebilecek maddi haklar vardır.
Nafaka Hakkı
Evlilik dışı olan çocuğa nafaka talep edilebilir. Ancak bunun için baba ile çocuk arasında soy bağının kurulmuş olması gerekir. Yani soybağının tespiti için dava açılırken nafaka da talep edilebilir. Nafaka çocuk için talep edilir.

Nafaka dava tarihinden itibaren bağlanır. Soybağının kurulması davası açılmadan önce dava nafaka davası açılmışsa da soybağının kurulduğu tarihten itibaren nafaka bağlanır. Doğum tarihinden itibaren veya erkeğin evi terk etme tarihinden itibaren istenen nafakalarda hakim dava tarihini baz alarak karar kurar.
Maddi Tazminat Hakkı
Anne, babalık davası açarken aynı anda veya ayrı dava ile
Doğum giderlerini ve doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderlerini ve gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderlerin karşılanmasını biyolojik babadan veya biyolojik babanın mirasçılarından isteyebilir.
Evlilik dışı çocuğun kendi adına maddi tazminat davası açma imkanı olmasa da annesinin maddi tazminat davası açma hakkı mevcuttur.
Manevi Tazminat Hakkı
Manevi tazminat isteminde genellikle imam nikahlı eşin talepleri Yargıtay kararlarında kabul edilmiştir. Bunun dışında kişinin evlilik vaadiyle kandırılarak oyalanmasında, kötü niyetli olarak bu duruma sebebiyet verilmesi durumlarında da manevi tazminat talebi kabul edilmiştir.
Örnek içtihatlar
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/7057 E. , 2018/4216 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 31/03/2015 gününde adil yardım talepli olarak verilen dilekçe ile resmi nikah yapılmaması ve evlilik nedeniyle çalışmasına izin verilmemesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine adli yardım talebi kabul edilerek mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın manevi tazminat yönünden reddine, maddi tazminat yönünden kabulüne dair verilen 17/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kişilik haklarına saldırı ve çalışmasına izin verilmemesi nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın manevi tazminat yönünden reddine, maddi tazminat yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı ile 23/06/2013 tarihinde imam nikahı ile beraber yaşamaya başladıklarını, 22/03/2014 tarihinde bir çocuklarının olduğunu, nikah işlemlerinin yapılabilmesi için davalıdan nüfus kayıt bilgilerinin düzeltilmesini talep ettiğini, davalının kabul etmediğini yaş düzeltilmesinin yapılmasına rağmen davalının nikah yapmaya yanaşmadığını, davalıyla beraber yaşamaya başladıktan sonra davalının işte çalışmasına müsaade etmediğini, başka bir bayanla evlendiğini, eşi tarafından aldatılmasının onurunu zedelediğini beyanla, tazminat talep etmiştir.
Davalı imam nikahı ile birlikte yaşamaya başladıkları tarihte davacının yaşının büyük olduğunu sandığını, davacıyla sorunsuz bir şekilde ayrıldığını, düzenli nafaka ödediğini, davacının işte çalışma isteğine hiçbir zaman karşı çıkmadığını belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, manevi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre, davacı ve davalının imam nikahı ile bir araya geldikleri, bu birliktelikten bir çocuklarının olduğu, davalının bir engeli bulunmadığı halde resmi nikah yapmaya yanaşmadığı ve dava dışı bir bayanla evlendiği hususları sabittir.
Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelere göre, tarafların evlenmek için yöresel gelenekleri yerine getirdikleri, düğün yaparak evlendikleri, sadece resmi nikahın yapılmadığı, davacının ve davalının kayden bekar olduğu anlaşılmaktadır.
./..
-2-
Toplumumuzun geleneksel yapısı ve tarafların yaşadıkları sosyal çevre de gözetildiğinde; resmi nikah yapılacağı inancı ile davacının davalı ile karı koca hayatı yaşaması, resmi nikah yapılacağı vaat edildiği için evlenecekleri inancına kapılan davacının, yaş düzeltilmesi davası açtığı, mahkemece yaş düzeltilmesi yapılmasına rağmen resmi nikahın yapılmaması, çocuğuyla birlikte babasının evinde yaşamak zorunda kalması, bu durumların davacının yeni bir evlilik yapmasını zorlaştıracağı gibi ileride yapacağı evliliklerde de böyle bir durumun varlığının aleyhine kullanılabileceği kaçınılmaz bir gerçektir. Aynı sosyal çevreyi paylaşan davalının, davacının içine düşeceği bu durumu da gözeterek, daha hassas davranmasının, ondan beklenen ve olması gereken bir davranış modeli olduğu da unutulmamalıdır.
Tüm bu olgular birlikte ele alındığında davacının, davalı tarafından evlenme vaadi ile kandırıldığı ve bunun etkisi altında gerek fiziksel gerek ruhsal anlamda zarara uğratıldığı ve bundan elem ve üzüntü duyduğunun kabul edilmesi ve davacının hukuka aykırı olan bu eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar verenin de bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkonulması amacıyla uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gereklidir.
Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacı yararına uygun bir miktarda manevi tazminat hükmedilmesi gerekirken, manevi tazminat isteminin reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
3)Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; davaya konu olayın oluş şekline göre, davacının kendi isteğiyle herhangi bir zorlama olmadan çalışmaması maddi tazminat gerektirmeyeceğinden mahkemece maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle davacı yararına, (3) nolu bentte gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenle reddine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.