Evlilikte sorunlar çıkmaya başladığında, eşler boşanma davası açmadan eşin mallarına tedbir koyup kendisini ekonomik olarak güvence altına almak istemektedir. Mal rejimi tasfiyesi davası açıldığında zaten mahkemece eşin mallarının bir kısmına ve maaş hesabı dışındaki hesaplarına tedbir konulabilmektedir. Hem dava açmayı hem eşin ekonomik varlığını kısıtlamak sayılı hallerde mümkün olabilmektedir.
Tedbir nedir?
Tedbir, belirli malvarlıklarının devrini engelleyecek şekilde kayıtlı oldukları mercilerde şerh altına aldırmaktır. Banka hesabı, borsa hesabı, bitcoin hesabı, tapu kütüğü, EGM araç kayıtları, Ticari şirket hisse kayıtları, tekne yat gemi kayıtları gibi bir mercide kaydı tutulan ve devri bu kayda bağlı olan eşyaların devri engellenebilmektedir.
Tedbirli mal haczedilebilir. Tedbirli araba, tekne gibi mallar yeddiemine çekilmez. Malikinin elinde kalmaya ve kullanıma devam eder. Sadece devrini engeller şekilde tedbir konur.
Aile Konutu nedir?
Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesine göre aile konutu, eşlerin evlilik birliği süresince birlikte yaşamak amacıyla seçtikleri ve fiilen oturdukları konuttur.
Başka bir ifadeyle; eşlerin günlük yaşamlarını sürdürdükleri, barınma ihtiyaçlarını karşıladıkları, aile hayatının merkezini oluşturan ev aile konutu sayılır.
Tarafların birden fazla evi olsa bile yalnızca fiilen oturulan ev aile konutu kabul edilir.
Yazlık, kirada bulunan ev ya da kullanılmayan taşınmaz aile konutu niteliğinde değildir.
Aile konutu üzerindeki tasarruflar diğer eşin rızası olmadan yapılamaz.
Yurt dışında oturan kişilerin Türkiye’deki tek konutu niteliğindeki taşınmaz, yazdan yaza gelinse dahi ale konutu niteliği taşımaktadır.
Yani aile konutu, eşlerden birinin tek başına karar veremeyeceği, aileyi koruma amacıyla hukuken güvence altına alınmış özel bir taşınmazdır.

Tedbir için aile konutu şerhi konulması
Eğer fiilen oturduğunuz bir eviniz varsa bu ev için aile konutu şerhi konulmasını tapu müdürlüğünden isteyebilirsiniz. Nüfus kayıt örneği, ikametgah ile tapuya başvurmanız halinde şerh konulur. Şerh konurken diğer eşe bildirim gitmez. Bu işlem harçsız ve masrafsızdır.
Eşinizle bir eviniz var ama siz kirada başka bir yerde oturuyorsanız, veya bu evde kiracı varsa paylaşımı istenilecek ev için aile konutu şerhi koydurtamazsınız.
Bir çok eviniz olup bir tanesinde oturuyorsanız oturulan eve aile konutu şerhi konulabilir. Birden fazla eve aile konutu şerhi konulamaz.
Tapuda bina vasında kaydı bulunmayan yerdeki kaçak iskansız bina, aile konutu niteliğindeyse aile konutu şerhi konulabilir. Burada şerh konulması yargılamayla yapılabilir ve diğer eşe tebligat gider.
Eğer aile konutu niteliğinde oturulan bir taşınmaz mevcutsa ancak taraflar buraya henüz adres aldırtmamışsa yargılama sonucu aile konutu şerhi konulabilir. Şahitler dinlenir.
Aile konuut şerhi konulması için avukat yardımı alacaksanız avukatınıza bu konuda özel yetkili vekalet vermeniz gerekir.
Eşlerden birinin evi terk etmesi ile aile konutu vasfı ortadan kalkmaz. Boşanma davasının açılmış olması, eşlerden birinin evden uzaklaştırılması da aile konutu vasfını ortadan kaldırmaz.
Aile konutu şerhinin süresi yoktur. Evlilik ölüm veya boşanma ile sona erdiğinde aile konutu şerhinin kaldırılması mümkün olabilecektir. Eşlerden sağ kalan miras payı veya katılma payı alacağına mahsuben aile konutunun ve ev eşyalarının kendisine özgülenmesini isteyebilecektir.
Aile konutu şerhi olmayan taşınmaz satılırsa, bu satışın iptali için dava açılabilmektedir ve satış iptal edilebilmektedir.
Aile konutu dışındaki mallara boşanma davası açmadan nasıl tedbir konulur?
Aile konutu niteliğindeki taşınmaz dışındaki malların elden çıkarılmasını önlemek için tedbir koydurmak daha meşakkatlidir.
Banka hesapları, borsa hesapları, şirket hisseleri, araçlar, iş makinaları, işyerleri, arsalar, tarlalar, yatlar, tekneler, gemi gibi mallar için aile konutu şerhi koydurur gibi sessiz sedasız şekilde tedbir koydurtmak mümkün olmamaktadır.
Mahkemeden tedbir istenebilir. Bu tedbir ilelebet geçerli olmaz. HMK madde 397 ye göre tedbirden itibaren 2 hafta içinde boşanma ve mal paylaşımı dosylarının açılması gerekir. Tedbir konulduktan sonra süresinde dava açılmazsa tedbir kalkar. Boşanma davası açılmadan da mal paylaşımıına dair bir dava açılamaz.
Sadece boşanma davası açılırsa mallara tedbir konulur mu?
Mallara ilişkin bir dava olmadığından bu dava içinde mallara tedbir konulmaz. Mal rejimi tasfiyesi davası açılırsamahkeme maaş hesabı haricindeki hesaplara ve eşin katılma payı alacağının güvence altına alacak miktardaki mallarına tedbir koyar.
Mal rejimi tasfiyesi davası açılarak tedbir konulabilir
Mallara tedbir konulamasının en garanti yolu mal rejimi tasfiyesi davası açılmasıdır.
Tedbir dava kesinleşene kadar sürer. Mal rejimi davasının kesinleşmesi için önce boşanma davasının bitip kesinleşmesi gerekir. Yani bu tedbir çok uzun bir süreci kapsamaktadır.
Ailenin ekonomik varlığının korunması davası açılabilir
Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hakim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir.
Hakim bu durumda gerekli önlemleri alır.
Hakim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re’sen durumun tapu kütüğüne şerhedilmesine karar verir.
Yani mahkeme kararıyla eşlerin bazı belirli mallar üzerinde satış yapması diğer eşin rizasına bağlanabilir bunun için ailenin ekonomik varlığının tehlikede olduğunun ıspatı, hakimce malvarlığı değeri belirlenmesi gerekir. Sınırlanması istenen malların tüm bilgileri dava dilekçesinde belirtilmelidir ve mahkeme ölçülülük ilkesine göre sınırlandırma konusunda bir değerlendirme yapmalıdır. Koşullar değiştiğinde sınırlandırma kaldırılabilir.
Evlilik birliği sürerken tarafların birbirlerini bir şekilde dava ettikten sonra araları açılmadan evliliği devam ettirmeleri pek olası olmadığından çok fazla rastlanan bir dava çeşidi değildir.
Eş vesayet altına aldırılabilir
Türk Medeni Kanunu madde 406’ya göre “Savurganlığı … veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan … her ergin kısıtlanır.” Kısıtlama davasında kısıtlı adayı duruşmada dinlenir. Kısıtlının son 5 yıl içinde yaptığı bağışlar iptal edilebilir.
Bu şekilde kumarbaz alkolik savurgan eş kısıtlanabilir. Dava için uzman aile avukatı ile yola çıkmanız gerekmektedir.
Not 1:Eşi savurganlık nedeniyle vesayet altına aldırma ve aile varlıklarının korunma altına alınmasına dair dava çok sık rastlanılan davalar değildir. Bu tip davalar açmak yerine boşanma +mal rejimi tasfiyesi davalarının açılması daha yerinde olabilecektir.
Not 2:Aile konutu şerhi koydurma işlemi sessiz sedasız yapılabilir. Eş tapusunu kontrol etmeden ortaya çıkmayabilir. Yukarıda saydığım diğer her bir tedbir konulması yöntemi ise eşe tebliğ edilen davalar şeklinde görülür.
Basit bir tedbir nafakası davasında dahi erkek eş boşanma davası açarak cevap vermekteyken vesayet altına aldırmak için yapılan başvuru, aile ekonomik varlığının korunması davası gibi davaların da boşanma davası ile karşılık göreceği açıktır. Yani boşanma davasıyla yüzleşmeksizin nafaka alma, mallara tedbir koydurtma gibi işlemler neredeyse mümkün değil.
Örnek içtihat
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2010/21219
Karar Numarası: 2010/21853
Karar Tarihi: 23.12.2010
ÖZETİ: Tasarruf yetkisinin sınırlanmasına karar verilebilmesi için, ailenin ekonomik varlığının korunması ve evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün yerine getirilmesinin bunu gerektirmesi zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde, eşlerden birinin istemi üzerine hakim belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların istemde bulunan eşin rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir. Taraflar arasında görülmekte olan bir boşanma davası bulunmamaktadır. Gerek işbu dosyadaki gerekse reddedilen vesayet davasındaki delillerden davalının evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğü yerine getirmediği anlaşılmaktadır.
Taşınmazların değerleriyle ilgili bir araştırma yapılmadığı gibi, evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün yerine getirilmesinin gerektirdiği ölçü de tespit edilmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, davalıya ait taşınmazların değerleri konusunda gerektiğinde bilirkişiden görüş almak, belirlenen değerlere göre, evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün kapsamını ve gerektirdiği ölçüyü tespit etmek ve ulaşılacak sonuç uyarınca karar vermek gerekir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Türk Medeni Kanunu’nun 199.maddesi gereğince tasarruf yetkisinin sınırlanmasına karar verilebilmesi için, ailenin ekonomik varlığının korunması ve evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün yerine getirilmesinin bunu gerektirmesi zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde, eşlerden birinin istemi üzerine hakim belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların istemde bulunan eşin rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir. Taraflar arasında görülmekte olan bir boşanma davası bulunmamaktadır. Gerek işbu dosyadaki gerekse reddedilen vesayet davasındaki delillerden davalının evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğü yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan davalının tasarrufunun davacının rızasına bağlanması gerektiği esas itibarıyla doğrudur. Ancak, mahkeme davalıya ait tüm taşınmazlar üzerindeki tasarruf yetkisini sınırlamıştır. Taşınmazların değerleriyle ilgili bir araştırma yapılmadığı gibi, evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün yerine getirilmesinin gerektirdiği ölçü de tespit edilmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, davalıya ait taşınmazların değerleri konusunda gerektiğinde bilirkişiden görüş almak, belirlenen değerlere göre, evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün kapsamını ve gerektirdiği ölçüyü tespit etmek ve ulaşılacak sonuç uyarınca karar vermek gerekirken, açıklanan husus gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.