NCMEC Raporu Nedir? Boşanma Davasında Delil Olarak Kullanılabilir mi?

ncmec raporu kesin delil mi

NCMEC raporu, açılımı National Center for Missing and Exploited Children (Kayıp ve İstismar Edilen Çocuklar Ulusal Merkezi) olan ABD merkezli kurum tarafından düzenlenen bir rapordur.

Bu kurum, özellikle çocuk istismarı, çocuk pornografisi, çocuk kaçırma ve çocukların çevrimiçi ortamda istismara maruz kalması gibi konularda faaliyet gösterir. İnternet servis sağlayıcıları, sosyal medya platformları (örneğin Meta, Google, X, TikTok, Discord gibi) ve bulut hizmetleri, şüpheli içerikleri veya hesapları tespit ettiklerinde NCMEC’e (CyberTipline sistemi üzerinden) bildirimde bulunurlar.

Bu bildirimin sonucunda hazırlanan NCMEC raporu, tespit edilen içerik, kullanıcı hesabı, IP adresi, zaman damgaları ve olası mağdur/şüpheli bilgilerini içerir. Rapor, daha sonra ilgili ülkenin kolluk kuvvetlerine veya adli makamlarına iletilir. Türkiye’de bu tür raporlar genellikle Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı veya Cumhuriyet Başsavcılıkları aracılığıyla işleme alınır.

Kısaca özetlemek gerekirse:

  • NCMEC raporu, çocukların korunmasına yönelik uluslararası bir bildirim sistemidir.
  • Rapor, çevrimiçi istismar veya yasa dışı içerik tespiti sonrası hazırlanır.
  • ABD merkezli olmakla birlikte, dünya genelinde birçok ülkenin adli makamlarıyla iş birliği içinde kullanılır.
  • Türkiye’de bu raporlar, uluslararası adli yardım mekanizmaları veya Interpol kanalı üzerinden kolluk birimlerine ulaşabilir.

NCMEC Raporlarının Türkiye’deki Hukuki Niteliği ve Kullanımı

NCMEC raporu (National Center for Missing and Exploited Children), ABD merkezli bir kurum tarafından oluşturulan bir çocuk istismarı ve çevrim içi cinsel istismar bildirim raporudur. Türkiye’ye bu raporlar genellikle uluslararası adli yardımlaşma veya Interpol kanalı aracılığıyla ulaşır. Raporun temel amacı, internet ortamında çocukların cinsel istismarı veya sömürüsüne ilişkin içeriklerin tespit edilmesi ve ilgili ülke makamlarının bilgilendirilmesidir.

İlginizi çekebilir:  18 yaşından büyük kızlar kaç yaşına kadar nafaka alır?

Türkiye’de bu raporlar, Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından incelenir. NCMEC tarafından gönderilen raporda; şüpheli içeriğin platformu (örneğin Facebook, Google, Instagram), kullanıcı adı veya e-posta bilgileri, IP adresi, içerik bağlantıları ve tespit zamanı gibi teknik bilgiler yer alır.


Soruşturmalarda Delil Niteliği

NCMEC raporları doğrudan delil değil, ihbar veya ilk bilgi kaynağı niteliğindedir. Yani, savcılık bu rapor üzerine resen soruşturma başlatabilir, ancak cezai sorumluluk için yalnızca NCMEC raporu yeterli görülmez. Türkiye’deki adli makamlar, bu raporları destekleyen ek teknik incelemeler (örneğin IP tespiti, dijital delil incelemesi, kullanıcı sorguları) yapmak zorundadır.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca savcılık, NCMEC raporunu bir ihbar olarak değerlendirir ve delillerin doğruluğunu araştırır. Eğer tespit edilen IP adresi, kullanıcı hesabı veya cihaz Türkiye’de bir kişiye aitse, savcılık arama, el koyma veya dijital inceleme gibi işlemlerle soruşturmayı derinleştirir.

NCMEC raporları yabancı kaynaklı olduğu için, kişisel verilerin korunması ve delil geçerliliği açısından dikkatle incelenir. Raporun Türkiye’ye ulaştırılması, genellikle karşılıklı adli yardım anlaşmaları (örneğin ABD ile Türkiye arasındaki 1981 tarihli Cezaî Konularda Karşılıklı Adli Yardım Anlaşması) kapsamında yapılır. Usulüne uygun biçimde temin edilen NCMEC raporları, hukuka uygun delil sayılır. Ancak usulsüz biçimde elde edilen, doğruluğu teyit edilmemiş veya teknik inceleme ile desteklenmemiş raporlar, yargılama aşamasında tek başına mahkûmiyet gerekçesi olamaz.

NCMEC Raporu Hakkında Soruşturma ve Kovuşturma Süreçleri

Son yıllarda Türkiye’de birçok kişi, internet üzerinden paylaşımlarına ilişkin olarak NCMEC (National Center for Missing and Exploited Children) adlı ABD merkezli kurumdan gelen bildirimler nedeniyle soruşturma geçirmektedir. Bu raporlar, çoğu zaman çocuk istismarı içeriklerine ilişkin şüpheli bildirim olarak Cumhuriyet Başsavcılıklarına iletilir.

Ancak uygulamada, NCMEC raporu tek başına bir suçun işlendiğini ispatlamaya yeterli değildir. Raporun içeriğinde genellikle yalnızca IP adresi, platform adı, tarih veya kullanıcı bilgileri yer alır. Bu bilgiler, herhangi bir suç unsurunu doğrudan kanıtlamaz; yalnızca savcılığa bir “ihbar” niteliği taşır.

İlginizi çekebilir:  Boşanma davalarında hep kadınlar mı haklı çıkar?

Bu nedenle, NCMEC raporuna dayanılarak başlatılan birçok soruşturmada “takipsizlik kararı” verilmektedir. Özellikle IP adresi üzerinden yapılan tespitlerde, bağlantının başkaları tarafından kullanılmış olma ihtimali, rapordaki içeriklerin doğrudan kişiye ait olduğunun ispatlanamaması gibi nedenlerle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmektedir.

Buna karşın, NCMEC raporu sonrası dava açılmışsa, durum çok daha ciddidir. Çünkü artık savcılık, rapordaki bilgileri destekleyen başka delillere (örneğin cihaz incelemesi, sosyal medya kayıtları, tanık beyanı vb.) ulaşmış olabilir. Bu durumda, savunmanın son derece dikkatli, teknik ve hukuki temelde hazırlanması gerekir.

Müdafi avukatın, rapordaki teknik eksiklikleri, bağlantı veya IP kullanımına ilişkin olasılıkları, dosyadaki dijital incelemelerin usulüne uygun olup olmadığını ayrıntılı biçimde değerlendirmesi büyük önem taşır.

boşanma davasında ncmec raporu

NCMEC Raporunun Boşanma ve Velayet Davalarına Etkisi ve Delil Niteliği

İhbar niteliğindeki bu rapor kendi başına delil niteliği taşımaz. Çocuk istismarı, çocuk pornosu bulundurma ile ilgili ceza davası açılıp aleyhe karar verilirse, bu karar kesinleşirse, ceza mahkemesi kararı boşanma davasında kesin delil niteliği kazanacaktır. Bu durumda hükümlü aleyhinde sadece bu karara dayanılarak boşanma davası açılabilecektir. Velayet davasında bu karar aleyhinde kullanılabilecektir. Çocukla şahsi münasebet tesisinde görüşlerin yatılı olmamasına karar verilebilecektir. Boşanma davası yürürken NCMEC raporuna dayalı ceza davası açılırsa hakim ceza davasını bekletici mesele yapabilecektir.

Çocuk pornosu izleme alışkanlığı ve çevrim içi cinsel istismar eyleminin tespiti ile güven sarsıcı davranışa dayanılarak boşanma talep edilebilir. NCMEC raporu sonucu ceza alan eş aleyhinde tazminat ödenmesine karar veirlebilir.

NCMEC raporundan ötürü mal davasında daha falza hak talep edilebilir mi?

Yasal mal rajimine göre nikahtan sonra alınan mallar eşler arasında 1/2 değerde paylaştırılır. Eşlerin şahsi eşyalarından, bekarlıktan getirdikleri malları veya birikilerinden, ailelerinin kendilerine hibe ettiği mallardan veya paralardan, kazandıkları manevi tazminatlardan, nikahtan sonra alınan mala katkı yapmaları halinde bu mal üzerinde daha fazla hak sahibi olurlar.

İlginizi çekebilir:  Aleyhinde boşanma davası açılan kişi boşanmak istemiyorsa ne yapmalıdır?

Artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır.

Hayata kast veya zina nedeniyle boşanma halinde Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.

Çocuk pornosu izleme, sanal ortamda cinsel eylemlerde bulunma, sanal ortamda çocuklara sarkıntılık etmek yargı kararlarına göre zina değildir. Yargıtay’a göre zina normal yolla kadın ve erkeğin cinsel ilişki kurmasıdır. Bu şekilde cinsel ilişki ispatlanamıyorsa zina nedeniyle açılan dava reddedilir. Yani NCMEC raporuna dayalı açılan davada ceza çıksa da zinanın ıspatı niteliğinde bir değerlendirme olmayacağından bu kararın mal davasına etkisi olmayacaktır.

Çocuk pornosu izleyen eş hakkında haysiyetsiz hayat sürme sebebine daayanılarak dava açılabilir mi?

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2011/22536 E.,  2012/17686 K. “Davacı kocanın boşanma davası münhasıran “haysiyetsiz hayat sürme” sebebine (TMK m. 163) dayanmaktadır. Haysiyetsiz hayat sürmenin varlığından söz edilebilmesi ve bu sebeple boşanma kararı verilebilmesi için; eşin, sosyal hayatta toplumun genel değer yargılarıyla çatışan, olumsuz nitelikte kabul edilen davranışının süreklilik göstermesi ve bu davranışın diğer eş için birlikte yaşamayı ondan beklenemez hale getirmesi gereklidir. Süreklilik göstermeyen bir defalık bir davranış; Türk Medeni Kanununun 166. maddesindeki evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumu için yeterli olabilirse de, haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma kararı için yeterli değildir. Davalı kadının bir başka erkekle cep telefonu ile konuştuğu ve mesajlaştığı toplanan delillerle anlaşılmaktadır. Davalı kadının gerçekleşen bu davranışı, davacı koca bakımından birlikte yaşamayı ondan beklenemez duruma getirmiş ise de; sürekliliği olmadığı anlaşıldığından; haysiyetsiz hayat sürme ile Türk Medeni Kanununun 163. maddesindeki boşanma sebebi sabit kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.”

Yani eşinizin bu sapıklığı bir hayat tarzı olarak yaşamaya başlaması halinde haysiyetsiz hayat sürmeye dayalı dava açabilirsiniz. Bu özel dava sebebinin de size pratikte tazminat veya mallar yönünden bir artısı olmayacağından özel boşanma sebebine değil genel boşanma sebebine dayalı dava açarak boşanma davanızı riske atmayın. Bu konuda uzman boşanma avukatına danışarak hukuki riskleri en aza indirin.

5/5 - (3 votes)

Paylaş:

Daha Fazla Yazı

Mesaj Gönderin

Whatsapp danışma için tıklayın