Memur atama iptal davası, kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan memurların, kendileri hakkında tesis edilen atama işleminin hukuka aykırı olduğunu düşünmeleri halinde, bu işlemin iptali için idare mahkemesine başvurarak yargısal denetim talep etmeleri anlamına gelir.

Bir memurun görev yeri, unvanı veya pozisyonu değiştirildiğinde, bu işlem her zaman hizmet gerekleriyle uyumlu olmayabilir. Atama işlemi; yetki, şekil, sebep, konu veya maksat yönlerinden hukuka aykırılık taşıyorsa, memur bu işlemin iptaliyle birlikte eski görevine iade edilmesini talep edebilir.
Bu tür davalarda, yalnızca atama işleminin ortadan kaldırılması değil, aynı zamanda dava süresince işlemin uygulanmasının geçici olarak durdurulması yani yürütmenin durdurulması kararı verilmesi de sıklıkla talep edilmektedir. Böylece, mahkeme kararı kesinleşene kadar memurun mağduriyet yaşamasının önüne geçilmesi amaçlanır.
Memur atama iptal davaları, idari işlemlerin yargısal denetimi kapsamında değerlendirilen ve kamu personel rejiminde denge sağlayan önemli bir hukuk yoludur. Bu nedenle hem dava açma süresi hem de delil sunma aşamaları büyük titizlikle yürütülmelidir.
Hangi Durumlarda Atama İptal Davası Açılır?
Atama iptal davası, çoğunlukla memurların atama sürecinde hukuka aykırılıklar bulunduğunu düşündükleri durumlarda gündeme gelir. Özellikle memurun isteği dışında, farklı bir il veya ilçeye — çoğu zaman da merkezi olmayan uzak bir görev yerine — atanması bu davaların en sık görülen nedenlerindendir.
Bazı hallerde atama işlemi, yürütülen bir disiplin soruşturması sonucunda yapılabilir. Ancak soruşturma sürecinde usul hataları, kanıt eksiklikleri ya da objektiflikten uzak değerlendirmeler varsa, bu tür atamalar da hukuka aykırı hale gelir.
Aynı şekilde, rotasyon veya yer değiştirme uygulamalarında da sürenin, mesafe faktörünün ve memurun ailevi veya sağlık durumunun dikkate alınmaması dava konusu edilebilmektedir.
Atama yapılırken kadro, derece, unvan ve pozisyon uyumunun sağlanmaması; kamu yararı ve hizmet gerekleri ilkelerinin gözetilmemesi de iptal nedeni sayılır.
Ayrıca, benzer konumdaki memurlara farklı muamele yapılması eşitlik ilkesine aykırılık oluşturur. Bu da yargı mercilerince sıkça iptal gerekçesi olarak kabul edilmektedir.
Son olarak, atama kararının usulüne uygun biçimde tebliğ edilmemesi ya da bildirim hatalarının bulunması da işlemin hukuken geçerliliğini zedeler.
Bu tür durumlarla karşılaşan memurlar, atama işleminin iptali için ilgili idareye başvurarak, sonuç alınamadığı takdirde idare mahkemesinde dava açma yoluna gidebilirler.
Davanın Şartları
Atama iptal davasının kabul edilebilmesi için belirli hukuki koşulların sağlanması gerekir. Mahkeme, idarenin yaptığı atama işlemini değerlendirirken hem işlemin dayandığı nedenleri hem de bu nedenlerin mevzuata uygun olup olmadığını inceler.
Hukuka Aykırılık Unsuru
Her atama işlemi, kanuna uygun şekilde yapılmış olmayabilir.
Davacı memur, atama işleminin hangi yönlerden hukuka aykırı olduğunu açık biçimde ortaya koymalı ve bunu somut delillerle desteklemelidir.
Yetki aşımı, usul hataları, ölçüsüzlük, tarafsızlık ilkesine aykırılık, keyfi gerekçeler veya işlem sonucu ortaya çıkan hakkaniyete aykırı sonuçlar bu kapsamda değerlendirilebilir.
Mahkeme, yalnızca işlemin biçimsel yönünü değil, idarenin takdir yetkisini nasıl kullandığını da denetler. Dolayısıyla, kararın gerekçesiz veya kamu yararından uzak biçimde alınmış olması iptal sebebidir.
Kamu Yararı ve Hizmet Gerekleri
İdare, yaptığı her işlemi kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda yapmakla yükümlüdür.
Atama kararının gerekçesinde, bu ilkelerin açıkça belirtilmesi ve işlemin kurumun ihtiyaçlarıyla memurun durumu arasında makul bir denge gözetilerek yapılmış olması beklenir.
Eğer işlem; cezalandırma amacı taşıyorsa, keyfi biçimde yapılmışsa veya objektif kriterlerden uzaksa, mahkeme tarafından hukuka aykırı kabul edilebilir.
Eşitlik, Emsallere Uygunluk ve İstek Esası
Atama sürecinde eşitlik ilkesi büyük önem taşır.
Benzer niteliklere sahip memurlar arasında farklı uygulamalar yapılması, isteğe dayalı atamalarda talebin dikkate alınmaması ya da kadro ve derece uygunluğuna riayet edilmemesi, işlemi hukuken sakat hale getirir.
Ayrıca, atama yapılırken norm kadro sınırlamaları veya pozisyon gereklilikleri göz ardı edilmişse, bu durum da iptal davasında önemli bir delil oluşturur.
Mahkemeler, bu tür durumlarda çoğu zaman işlemin eşitlik ve objektiflik ilkelerine aykırı olduğu sonucuna varmaktadır.
Tebliğ ve Dava Açma Süresi
Atama kararının resmî olarak tebliğ edilmesi, dava sürecinin başlaması için zorunludur.
Tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içinde dava açılması gerekir. Bu süre hak düşürücü niteliktedir; süresi içinde dava açılmadığında, işlem kesinleşir.
Davacı, dava dilekçesinde yalnızca atama işleminin iptalini değil, aynı zamanda yürütmenin durdurulmasını da talep edebilir. Bu talep, işlemin kesinleşip uygulanmasını geçici olarak durdurmak ve memurun mağduriyetini önlemek açısından önemlidir.
Atama İptal Davasının Konusu ve İşlevi
Atama iptal davası, idarenin yapmış olduğu atama kararının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla iptal edilmesini sağlamak amacını taşır. Ayrıca, yürütmenin durdurulması ile birlikte dava sonuçlanıncaya kadar işlemin etkisi durdurulur. Böylece memur, işlemin sonuçlarından doğacak olumsuzluklardan korunmuş olur.
Atama İptali Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Atama iptal davaları, idari bir işlem olan atama kararının iptali talebini içerdiği için İdare Mahkemesi’nde açılır.
Dava dilekçesi, atama işlemini tesis eden kurumun bulunduğu yer idare mahkemesine sunulur.
Dolayısıyla, dava açmadan önce yetkili mahkemenin doğru belirlenmesi önem taşır; aksi halde dava yetki yönünden reddedilebilir.
Bu tür davalarda İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) hükümleri uygulanır. Dava açma süresi genellikle tebliğ tarihinden itibaren 60 gündür.
Davacı memur, dava dilekçesinde taleplerini açık ve ayrı başlıklar altında belirtmelidir. Genellikle şu talepler birlikte ileri sürülür:
- Atama işleminin iptali,
- Yürütmenin durdurulması (işlemin dava süresince askıya alınması),
Mahkeme, öncelikle yürütmenin durdurulması talebini değerlendirir. Bu talep kabul edilirse, dava sonuçlanana kadar atama işlemi geçici olarak durdurulur ve memur eski görevinde kalabilir.
Davanın esasına ilişkin incelemede ise, idarenin işlemin dayanaklarını, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygunluğunu, ayrıca işlemin ölçülülük ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşır olup olmadığını değerlendirir.
Atama iptal davaları, hem memurun haklarının korunması hem de idarenin keyfi uygulamalarının önlenmesi bakımından idari yargı sisteminde büyük önem taşır.
Yürütmenin Durdurulması Talebi
Atama iptal davasında sıklıklaAtama iptal davası açılırken genellikle yürütmenin durdurulması talebi de aynı dilekçede ileri sürülür. Bu talep, dava devam ederken atama işleminin uygulanmasının geçici olarak durdurulmasını amaçlar.
Eğer mahkeme yürütmenin durdurulması talebini kabul ederse, söz konusu atama işleminin hukuki sonuçları dava sonuçlanıncaya kadar askıya alınır. Bu sayede memurun mağduriyet yaşaması veya görev değişikliğinden doğabilecek telafisi güç zararların önüne geçilir.
Mahkeme, bu tür bir karar verirken yalnızca işlemin şekline değil, hukuka aykırılık iddiasının ciddiyetine de bakar.
Ayrıca şu unsurlar birlikte değerlendirilir:
- Davacının ileri sürdüğü hukuka aykırılık iddiasının ciddi ve somut olması,
- İşlemin uygulanması hâlinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğma ihtimali,
- Kamu yararı ile bireysel yarar arasındaki dengenin gözetilmesi.
Bu koşullar birlikte oluştuğunda mahkeme, atama işleminin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir.
Böylece, dava süreci sonunda verilecek nihai karara kadar mevcut durumun korunması sağlanmış olur.
Mesela asker eş ile öğretmen eş birlikte tayin istemiş de öğretmen eş uzak bir okula verilmişse, yürütmenin durdurulması sonucu asker eşin çalıştığı konuma daha yakın bir okula tayin yapılır