Geçici görevlendirmenin iptali

Kamu kurumlarında görev yapan memurlar, zaman zaman kendi kurumları dışındaki bir birimde veya farklı bir şehirde geçici görevlendirme kapsamında görevlendirilebilir. Bu uygulama, idarenin hizmet gerekleri doğrultusunda personel ihtiyacını karşılamayı amaçlar. Ancak her geçici görevlendirme işlemi hukuka uygun şekilde yapılmamış olabilir. Özellikle görevlendirmenin gerekçesiz, süresiz veya personelin asli görev yerinden uzak kalmasına neden olacak şekilde yapılması durumunda, bu işlemin iptali gündeme gelebilir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre geçici görevlendirmelerin belirli şartlara dayanması gerekir. Görevlendirmenin kamu yararı ve hizmet gerekleriyle uyumlu olması, süresinin makul şekilde belirlenmesi ve ilgili memurun görev tanımına uygun bir işte çalıştırılması esastır. Bu koşullardan biri eksikse veya görevlendirme keyfi biçimde yapılmışsa, memur yargı yoluna başvurarak işlemin iptalini talep edebilir.

Geçici görevlendirme işlemlerine karşı açılacak davalar idari yargı mercilerinde görülür. Dava açmadan önce, görevlendirme işleminin tebliğinden itibaren 60 gün içinde idareye yazılı olarak itiraz edilmesi mümkündür. İtiraz reddedildiği takdirde, memur bu red kararına karşı veya doğrudan görevlendirme işlemine karşı idare mahkemesinde iptal davası açabilir.


Geçici Görevlendirme Nedir?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 8. maddesi uyarınca, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda bir memurun geçici olarak başka bir kurumda veya görev yerinde çalıştırılması mümkündür. Bu düzenleme, idarenin ihtiyaç duyduğu alanlarda personel desteği sağlamayı amaçlar. Ancak uygulamada, geçici görevlendirmelerin belirli kurallara uygun şekilde yapılması gerekir.

Geçici görevlendirme süresi kural olarak altı ayı geçmemelidir. Buna rağmen bazı durumlarda idareler, bu süreyi fiilen uzatarak memurun uzun süre asli görev yerinden uzak kalmasına neden olabilmektedir. Bu tür uzatmaların, mevzuata ve objektif gerekçelere dayanması zorunludur.

Ayrıca geçici görevlendirme işlemlerinde Devlet Personel Başkanlığı’nın uygun görüşünün alınması gerekir. Bu görüş, görevlendirmenin hem kurumlar arası dengeye hem de personel planlamasına uygunluğunu sağlar.

Geçici görevlendirme yapılırken ilgili memurun rızasının alınması da temel bir ilkedir. Ancak kamu yararı veya zorunlu hizmet gerekleri gibi istisnai durumlarda, memurun onayı olmadan da geçici görevlendirme yapılabilir. Bu tür durumlarda idarenin gerekçelerini açık ve somut şekilde ortaya koyması gerekir.

Dolayısıyla, geçici görevlendirmelerin hukuka uygun sayılabilmesi için hem süre hem de usul yönünden kanunda öngörülen şartlara titizlikle uyulmalıdır.

İlginizi çekebilir:  Memur atama iptal davası nedir?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 8. maddesine göre; kamu yararı ve hizmet gerekleri çerçevesinde, yapılacak geçici görevlendirmelerde:

  • Görevlendirme süresi genellikle 6 ayı geçemez,
  • Ancak idareler uygulamada bu süreyi uzatabilmektedir,
  • Devlet Personel Başkanlığı’nın uygun görüşü alınarak işlem yapılması gerekir,
  • Görevlendirilen personelin rızasının alınması esastır; ancak kamu yararı gerekçesiyle bazı hallerde rıza aranmayabilir.

Geçici Görevlendirmenin Cezalandırma Amaçlı Kullanılması

Geçici görevle başka bir yere atanma veya görevlendirme cezası, kamu düzeninin sağlanması, disiplinin korunması ve kamu hizmetlerinin sürekliliğinin temini amacıyla uygulanabilir. Ancak bu tür işlemler, yalnızca kanuni dayanaklara ve ölçülülük ilkesine uygun olarak tesis edildiğinde hukuka uygun sayılır. Geçici görevlendirme veya yer değişikliği yaptırımı bakımından başlıca yasal dayanaklar arasında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. ve 130. maddeleri yer alır. Bu maddeler, memurların görev yerlerinin hizmet gerekleri doğrultusunda değiştirilebileceğini düzenlerken, disiplin cezalarına ilişkin güvenceleri de koruma altına alır.

7068 sayılı Kolluk Kuvvetleri Disiplin Kanunu, emniyet ve jandarma personeli açısından özel hükümler içerir; bu kapsamda, geçici görev veya yer değişikliğinin cezalandırma amacıyla uygulanamayacağı, ancak disiplin gereği zorunlu durumlarda kullanılabileceği belirtilmiştir. Benzer şekilde, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu yargı mensuplarının görev yerlerinin değiştirilmesine ilişkin özel usul ve güvenceleri düzenleyerek keyfî uygulamaların önüne geçmeyi amaçlar.

Ayrıca, kamu kurumlarına özgü farklı düzenlemeler de geçici görevlendirmeye ilişkin hükümler içermektedir. Örneğin, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, öğretmenlerin hizmetin gerekleri doğrultusunda geçici olarak görevlendirilebileceğini düzenlerken; Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği sağlık personelinin geçici görevlendirilmesinde hizmetin aciliyeti ve personel dengesi esaslarını belirler. Benzer biçimde, Belediye Kanunu’nun 49. maddesi belediye personelinin geçici görevlendirilmesine ilişkin hükümlere yer verir.

Tüm bu yasal çerçeve, Anayasa’nın 129. maddesi ile güvence altına alınan “disiplin cezalarına karşı yargı yolu” ilkesine tabidir. Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca, geçici görevlendirme işlemi kişisel ve hukuki statüyü etkileyen bir idari işlem niteliği taşıdığından, bu işleme karşı iptal davası açılabilir. Dolayısıyla, geçici görevlendirme veya yer değişikliği cezaları, kamu yararı amacını aşarak cezalandırma niteliği kazandığında, hem Anayasal güvencelere hem de idare hukuku ilkelerine aykırı hale gelir.


Kurumlar Arası Geçici Görevlendirme ve İller Arası Aynı Kurumda Geçici Görevlendirme

Kamu görevlilerinin geçici görevlendirilmesi, hem kurumlar arası hem de iller arası şekilde yapılabilir. Her iki durumda da temel amaç, kamu hizmetlerinin aksamadan yürütülmesini sağlamaktır. Ancak bu iki tür görevlendirme arasında hem hukuki dayanak hem de uygulama açısından bazı önemli farklar bulunmaktadır.

İlginizi çekebilir:  Memurların tayin hakkı nedir? Memurlar hangi hallerde tayin talep edebilir?

Kurumlar arası geçici görevlendirme, memurun asli kadrosunun bulunduğu kurumdan farklı bir kamu kurumunda belirli süreyle çalıştırılmasıdır. Bu tür görevlendirmelerde, görevlendirme yapılan kurumun talebi, memurun kurumunun onayı ve Devlet Personel Başkanlığı’nın uygun görüşü alınarak işlem tesis edilir. Görevlendirme süresi genellikle altı ayı geçmemeli, ancak zorunlu hallerde bu süre uzatılabilir. Bu uygulama, özellikle kurumlar arasında personel eksikliğinin dengelenmesi amacıyla tercih edilir.

İller arası geçici görevlendirme ise memurun aynı kurum bünyesinde kalmakla birlikte farklı bir ilde geçici olarak görevlendirilmesidir. Bu durumda memur, kurum değiştirmez ancak görev yeri değişir. Uygulamada genellikle hizmet ihtiyacı, personel yetersizliği veya belirli bir projenin yürütülmesi gerekçesiyle bu tür görevlendirmelere başvurulur. Ancak bu görevlendirmelerin memurun kişisel durumunu, aile birliğini ve yaşam koşullarını olumsuz etkilememesi gerekir.

Her iki tür görevlendirmede de idarenin takdir yetkisi bulunmakla birlikte, bu yetkinin kamu yararı ve hizmet gerekleri çerçevesinde, objektif kriterlere dayalı olarak kullanılması zorunludur. Gerekçesiz, süresiz ya da keyfi nitelikte yapılan geçici görevlendirmeler hukuka aykırı sayılabilir ve memura bu işlemin iptali için yargı yoluna başvurma hakkı doğar.

Yani geçici görevlendirme sürgün amacıyla kullanılmaktaysa dava açılarak iptali istenebilir.


Geçici Görevlendirme Hangi Durumlarda Hukuka Aykırı Sayılır?

Geçici görevin sürekli göreve dönüştürülmesi bu şekilde uygulamaya devam edilmesi hukuka aykırıdır.

Her geçici görevlendirme işlemi hukuka uygun değildir.
İdarenin takdir yetkisi olsa da, bu yetki keyfi biçimde kullanılamaz.
Aşağıdaki durumlarda geçici görevlendirme iptal davasına konu edilebilir:

  1. Kamu yararı veya hizmet gereklerine dayanmayan görevlendirmeler,
  2. Personelin asli görev yeriyle ilgisiz alanlarda yapılan görevlendirmeler,
  3. Uzak bölgelere veya zorlayıcı yaşam koşullarına sahip yerlere yapılan görevlendirmeler,
  4. Görevlendirme süresinin 6 ayı aşması veya sürekli hale gelmesi,
  5. Eşitlik ilkesine aykırı olarak aynı konumdaki personele farklı muamele yapılması.

Bu hallerde geçici görevlendirme işlemi, idari yargı mercilerinde iptal edilebilir niteliktedir.


Geçici Görevlendirmenin İptali İçin İzlenmesi Gereken Hukuki Yol

  1. Öncelikle idareye yazılı başvuru yapılmalıdır.
    Görevlendirme işleminin neden hukuka aykırı olduğunu belirten bir dilekçe hazırlanarak ilgili kuruma sunulmalıdır.
  2. İdare 60 gün içinde yanıt vermezse, zımni ret oluşur ve 60 günlük dava açma süresi zımni reddin oluştuğu tarihte başlar.
  3. İdare Mahkemesi’nde iptal davası açılarak hem işlemin yürütmesinin durdurulması hem de iptali talep edilir.
  4. Dava dilekçesinde görevlendirmenin, kamu yararı ve hizmet gereklerinden uzak olduğu açık biçimde ortaya konulmalıdır.

İlgili İçtihatlar

Danıştay Sekizinci Dairesi, 2009/2295 Esas 2010/1342 K sayılı kararı
“Öğretim üyelerinin geçici olarak görevlendirilmelerinde ilgilinin rızasının alınmasının zorunlu olması ve idarenin bu
görevlendirmeleri resen yapabileceği yönünde bir yetkisinin bulunmaması karşısında, öğretim üyelerinin resen geçici olarak görevlendirilmelerine ilişkin dava konusu işlemin, hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırı olduğu açıktır.”

İlginizi çekebilir:  Memurların tayin hakkı nedir? Memurlar hangi hallerde tayin talep edebilir?

Danıştay 8. Dairesi, 2018/1365 E 2022/310 K sayılı kararı
“Dosyanın incelenmesinden; Boğaziçi Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Dairesi Başkanlığında, araştırma görevlisi kadrosunda, bilgi ve belge uzmanı olarak görev yapan davacının, 2547 sayılı Kanunun 13/b-4 maddesi uyarınca Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünde, kütüphane hizmetlerini geliştirmek ve müze/arşiv çalışmalarına katkıda bulunmak üzere görevlendirilmesine ilişkin işlemin ve bu işleme karşı yapılan itirazın zımnen reddine ilişkin işlemin, görevlendirme süresi belirtilmeksizin tesis edildiği, geçici ihtiyaç durumunun bulunmadığı, rızasının olmadığı, takdir yetkisinin yerinde kullanılmadığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olduğu öne sürülerek iptali istemiyle bakılan dava açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda; 2547 sayılı Kanunun 13/b-4 maddesi uyarınca yapılan görevlendirmenin geçici nitelikte olması gerekirken, dava konusu işlemin, davacının naklen atanması sonucunu doğuracak şekilde belirli bir süre belirtilmeksizin tesis edildiği anlaşıldığından, hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.”

Yükseköğretim kurumları arası geçici görevlendirme yapılabilmesi için ilgili yasal düzenlemeleri iptal eden karar:

Danıştay 8. Daire 2020/2303 E 2023/2995 K

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 25. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen kurumlar arası geçici görevlendirmeye ilişkin usul ve esasların, aynı maddenin son fıkrası uyarınca Cumhurbaşkanınca yürürlüğe konulacak Yönetmelik ile belirleneceği ve davalı idarece bu hususta Yönetmelik hükümleri ile düzenleme getirilebileceği, ayrıca geçici görevlendirmenin ancak ihtiyaca binaen, hizmetin aksamaması ve sürekliliği için geçici süreliğine yapılabileceği açık olmakla birlikte; normlar hiyerarşisinde üst hukuk normuna dayanılarak çıkarılan alt normların, üst normun amacına ve çizdiği sınırlara uygun olarak düzenlenmesi gerekmekte olup; getirilen dava konusu düzenlemelerin, dayanağı ve üst hukuk normu olan 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 25. maddesi hükmü ile ulaşılmak istenen amacı daraltan ve çizdiği sınırları aşan nitelikte olduğu görülmekte olup, bu durum normlar hiyerarşisi sistemine aykırılık teşkil etmektedir.
Ayrıca; davalı idare tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda geçici görevlendirme ile ilgili hükümlerin bulunduğu ve getirilen düzenlemelerin herhangi bir mağduriyete veya aksaklığa yol açmayacağı ileri sürülmekte ise de; dava konusu düzenlemelerin anılan Kanun hükümlerine de aykırılık teşkil ettiği ve bu hükümlerin uygulanmasını da daraltıcı nitelik taşıdığı açıktır.

Sonuç olarak; dava konusu düzenlemelerin, dayanağı olan ve kurumların duyduğu hizmet ihtiyacının geçici bir süreliğine de olsa karşılanması ve hizmetin sürekliliğinin sağlanması amacını ihtiva eden Kanun hükmünü daraltmak suretiyle, yükseköğretim kurumlarının, kurumlar arası geçici görevlendirme yapabilmesinin tümüyle engellenmesi ve daha önce yapılmış olan görevlendirmelerin sonlandırılması sonucunu doğurduğu anlaşıldığından, dava konusu düzenlemelerde yer alan ”Yükseköğretim kurumları” ibarelerinin iptaline karar verilmesi gerekmektedir

5/5 - (1 vote)

Paylaş:

Daha Fazla Yazı

Mesaj Gönderin

Whatsapp danışma için tıklayın