Ziynet Eşyalarının İadesi Davasında Taraflar Neleri İspatlamalıdır

altın davalarında kim neyi ispatlamalı

Gerek düğünde takılan altınlar, gerek kadının bekarken edindiği takılar veya evlilik devam ederken edindiği takılar, erkek eş tarafından çeşitli gerekçelerle alınmakta, boşanma sürecinde bu altınların iadesi de dava edilebilmektedir.

Yargıtay kararlarındaki değişikliklere göre sadece erkek eş üstüne takılan para, lira, çeyrek altın, gram altın gibi kıymetlerin erkeğe ait olduğu, kutu gibi ortak bir yere bırakılan kıymetlerin de taraflar arasında ortaktır. Eskiden bu kıymetler de kadına ait sayılıp erkekten iadesi istenebiliyordu. Artık düğün videoları ve fotoğrafları bilirkişi tarafından incelenerek kine nelerin takıldığı tespit edilmekte ve yine bilirkişi tarafından belirlenen altın, ziynet eşyası ve paralar, DAVA TARİHİndeki altın kuru üzerinden hesaplanarak davacıya iade edilmektedir.

Altınların kim tarafından takıldığı değil kime takıldığı önemlidir.

Bağış vaadi sözleşmesi niteliğindeki yazılı ve imzalı bir mehir senedinde belirtilen altın alacağı misafirler tarafından takılan altınlardan ayrıdır.

Ziynet Eşyalarının İadesi Davasında Tanıkla İspat Mümkün mü?

2025 yılı için senetle ispat sınırı 33.000 Liradır. Bu parasal sınırlar her yıl güncellenir. 33.000 lira üzerindeki alacaklar sadece senetle ıspatlanabilir.

HMK 203 e göre ise altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki
işlemler senetle ıspat zorunluluğuna tabi değildir. Yani eşler arasındaki altın davalarında her şeyi şahitle ispatlayabilirsiniz.

Aleyhinde ziynet eşyasının iadesi davası açılan erkek eşler, karısının açtığı davada ıspatsız kalacağını düşünmektese de yanılmaktadırlar. HMK 203 gereğince altınların erkek tarafından alınıp harcandığı şahitle ispatlanabilir. Şahit de olayları birebir gören herkes olabilir. Şahidin davacının yakın akrabası olması şahitlik sıfatını zedelemez. Şahitliğe gölge düşürmez. Şahidin beyanlarında çelişki yoksa hükme esas alınır

İlginizi çekebilir:  Yurtdışında alınan boşanma kararı Türkiye'de tenfiz edilmezse ne olur?

HMk madde 201 e göresenede karşı tanıkla ıspat yasağı bulunduğundan mehşr senedinin ödendiği veya hükümsüz kaldığı da yazılı belgeyle ıspatlanmalıdır.

Düğün Altınlarının İadesi İçin Dava Açıldığında Neler İspat edilmelidir?

Altınların miktarı cinsi ve ayarı ıspat edilmelidir

Öncelikle altınların miktarı cinsi ve ayarı ispat edilmelidir. bunun için düğün CDsi ve düğün fotoğraflarının temini gereklidir. Bu altınlar eğer bekarlıktan getirilmişse veya düğünden sonra alınmışsa da bu altınlar takılıyken çekilen fotoğraflar, videolar mahkemeye sunulmalıdır. Yani ev terk edilirken yanınızda götürmeniz gereken şeylerin başında düğün CD’si ve altınlar üzerinizde takılıyken çekilen fotoğraflar bulunmaktadır.

Yine mal paylaşımı davalarında nikahtan sonra alınan mallarda tarafların payları hesaplanırken, altınlarla katkı yapan kadının payı daha yüksek olacağından, bu paayın hesaplanmasında altınların varlığı miktarı ve ayarının tespiti gerekir. Bu noktada da düğün cdsi ve altın takılı halde çekilmiş fotoğraflar önemlidir.

Yazılı ve imzalı halde mehir senedi varsa bunun da güvenli bir yerde bulundurulması gerekmektedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2-2443 E ve 2020/918 K sayılı kararına göre “Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nitelikte eşyalardan olması nedeniyle normal koşullarda ziynet eşyasının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanarak muhafaza edilmesidir. Bunların erkeğin zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bunun doğal sonucu olarak; evden ayrılmayı tasarlayan kadının bu eşyaları yanında götürmesi veya gizlemesi veya evden ayrılırken üzerinde götürmesi mümkündür. Bu durumda kadın eşin dava konusu edilen ziynet eşyaları hakkında ilk olarak varlığını, ikinci olarak da varlığı kanıtlanan bu ziynetlerin evlilik birliği içinde kendisinden alındığını ve tekrar iade edilmediğini eğer bu şekilde elinden alınmamış ise evden ayrılırken bu eşyaları yanında götürmesinin mümkün olmadığını ispat yükü altındadır.”

Altınların sizden rızanız hilafında alındığı, saklanmak üzere alındığını veya sonradan telafi edilmek kaydıyla borç olarak alındığı ıspat edilmelidir

Ziynet eşyalarının kadının üzerinde taşınması ve even ayrılırken de bu altınları üzerinde götürdüğü varsayılmaktaddır. Kadın, açtığı davada bu altınların kendisinden alındığını ispatlamalıdır. Bu altınların kendisinden rızası hilafında alındığını, iade veya telafi etmek kaydıyla alındığını veya bu altınların nikahtan sonra eşlerden biri üzerine alınan mallar için harcandığını ispatlamalıdır. Erkek eş bu altınları kendi hesabına yatırmışsa, kendi kasasında saklamışsa da kadın altınların iadesini dava edebilir. bu da Bu ispat taraflar arasındaki yazışmalar, hesap hareketleri, kasa ziyaret dökümleri, şahit beyanları gibi bir çok delille kanıtlanabilir.

İlginizi çekebilir:  Hükümlü kişi veya başka nedenle vesayet altına alınmış kişi ne şekilde boşanabilir?

Davalı, altınların kendisine geri alınmamak üzere verildiğini veya altınların kendi hakimiyet alanına hiç geçmediğini ispatlamalıdır.

Altınlar davalıya hibe edilmişse, davalı bunu ispatladığı takdirde davayı kazanır. Altınlar davalının eline hiç geçmemişse de bunun ispatı halinde davayı kazanır.

Altın Davasında İspat Yükü Kimdedir?

HMK madde 190 a göre İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen
vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3-1509 E ve 2020/863 K sayılı kararına göre “ispat külfetinin hangi tarafta olduğu hususunun, yukarıda bahsedilen hukuki düzenleme çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Ziynetin kadına ait olduğu ve kadının yanından ayırmayacağı, giderken de yanında götüreceği karine olmakla birlikte somut olayda, davalı koca altınların bir kısmının alınıp kasaya konulduğunu, bir kısmının da davacının da rızası ile düğün masrafları için harcandığını iddia etmesiyle artık ispat yükünü üzerine aldığının kabulü gerekir. Bu durumda davalı koca söz konusu altınların davacı tarafından geri alınmamak üzere verildiğini ispat yükü altındadır.”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3-1055 E ve 2020/367 K sayılı kararına göre

İlginizi çekebilir:  Eşim boşanmak istemiyor. Dava açtığımda boşanabilir miyim?

Davacı kadın düğünde kendisine takılan altınların davalı koca tarafından çeşitli bahanelerle geri verme vaadiyle alındığını ancak iade edilmediğini iddia etmiş; davalı ise, iddiaları tümüyle inkâr etmekle birlikte, ziynet eşyalarının davacıda olduğunu savunmuştur. Ziynetin kadına ait olduğu ve kadının yanından ayırmayacağı, giderken de yanında götüreceği karine olmakla birlikte somut olayda, henüz evden ayrılmadan evlilik birliği sırasında koca tarafından çeşitli bahanelerle ve geri verileceği vaadiyle alındığı iddia edilmiş olmakla, ispat yükünün yer değiştirdiğinden bahsedilemez.


Yargılama sırasında dinlenilen tanık ifadeleri ele alındığında, Özel Daire kararında da belirtildiği üzere, davalı tanıkları olan davalının babası ve davalının kardeşinin ifadelerinden davacının düğünde takılan ziynet eşyalarının davalıya verildiğine ilişkin iddialarının doğrulandığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, Özel Daire bozma kararında ispat yükünün ters çevrilerek davalıya yüklenmesi usul kurallarıyla çelişmektedir. Hâl böyle olunca, ispat yükünün davacıda olduğu ve davacının düğünde takılan altınların davalı tarafından alındığı iddiasını tanık beyanlarıyla ispatladığı sabit olmakla, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

DÜĞÜN MASRAFLARI İÇİN KULLANILAN ALTINLARIN İADESİ İSTENEBİLİR Mİ

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3-1509 E ve 2020/863 K sayılı kararına göre “Yargılama sırasında dinlenilen tanıklar ile birlikte, davalı tanıkları Hüseyin A. ve Fadime A.’nın oluşa uygun olduğu değerlendirilen ifadeleri bir bütün olarak ele alındığında; uyuşmazlık konusu altınların, hemen düğün akşamı, düğünün masraflarını karşıladığı anlaşılan davalının abisine masrafların bedeli olmak üzere davacı ve davalı tarafından birlikte verildiği anlaşılmaktadır. Somut olay itibariyle, davacı ve davalı tarafından üçüncü kişiye masrafların karşılığı olarak verilen altınların iade edilmesi beklentisiyle verildiğinden bahsedilemez. Bu itibarla, davalının, altınların iade edilmemek üzere verildiğini ispatladığının kabulü gerekir.”

5/5 - (2 votes)

Paylaş:

Daha Fazla Yazı

Mesaj Gönderin

samsun avukat ayşe deniz oral boşanma avukatı

Hukuki sorunlarınızda yanınızdayız

Çalışma Alanları